Yeme Bozuklukları - Anoreksia ve Bulimia
Moshe S. Torem
Giriş ve Literatür İncelemesi: Anoreksiya nervosa ve bulimiya hastalıklarını tanımlayan yeme bozuklukları grubu üzerinde son yayınların incelenmesi terapotik bir araç olarak hipnozun kullanılması konusunda ciddi bir suskunluk olduğunu açığa çıkarır. Doyle (1996) tarafından yeme bozukluklarına ayrılan dergi makaleri ve Yager’in editörlüğünü yaptığı tüm bir baskının yeme bozukluklarına ayrıldığı –ki yeme bozuklukları üzerine 13 bilimsel makale içerir.- (1996) Psychiatric Clinics of North Amerika dergisi kadar Walsh (1997) ve Yager (1994) tarafından kaleme alınan kitap bölümleri de bunun delilidir. Bu özel baskıda hipnoz konusuna yeme bozukluklarının tedavisinde varolan bir görüş olarak bile değinilmemiş olması benim için şaşırtıcıydı. Son on yılda hipnotik tekniklerin etkinliği üzerinde basılmış yayınlar kaynak olarak dahi hatırlanmamıştı.Konu üzerinde ki cahilliğin boyutunu gösteren bu fenomen, ‘’Gözler yalnız aklın hazır olduğu şeyi görür’’ şeklinde ki atasözünü bu olaya ‘’ Geleneksel doktorlar sadece akıllarının hazır oldukları şeyi yazarlar. ‘’ şeklinde modifiye ettirerek hatırlatıyor. Neyse ki yeme bozukluğu olan hastalarda hipnotik müdahalelerin etkinliği üzerinde yapılan çalışmalar, Pierre Janet (1907, 1919) adlı otörün zamanından beri defalarca literatüre geçmiştir.
Önemli sayıda yayın yeme bozukluğu olan hastaların tedavisinde hipnozun yararlılığına işaret etmektedir. Vanderlinden ve Vandereycken (1988,1990) Yeme bozukluklarında hipnozun kullanılması konusunda tanımlayıcı ve mükemmel bir literatür çalışması yayınladılar. Janet (1907,1919) hipnotik teknikleri kullanarak nasıl,yemek yemeleri ve vücut imajları hakkında sahip oldukları sabit ve dissosiyatif fikirleri değiştirebildiğini ve genel bir mental sentez oluşturabildiğini açıkladı. Janet, hipnoz vasıtası ile başarıları artırılan bilişsel yeniden yapılandırma tekniklerini de kullandı.. Yeme bozukluğu olan hastaların disosiatif epizodlar yüzünden ızdırap yaşayabileceği yolunda ki hipotez, Pettinati, Horne ve Staats (1982 , 1985 )araştırması kadar Council (1986) Torem (1986a, 1990)inkiler tarafından da desteklendi. Bu çalışmalarda bulimialı hastalar anoreksia nervosalılara oranla daha hipnotizabıl bulundu. Griffith (1989) , bulima nervosanın tedavisinde hipnodavranışsal modelin başarılı olduğunu yayınladı. Gross(1984) ise hipnozun anoreksia nervosalı hastalrın tedavisinde hipnoz kullanımının başarılı olduğunu bildirdi. Böylece anoreksia tanısı almış olan hastaların otomatik olarak hipnoz tedavisi şansından uzaklaştırılmamaları gerektiğine işaret edilmiş oldu.
Bu bölümde, hipnozu kullanma kararını uygulamaya başlamadan önce, yeme bozukluğu olan hastaların efektif bir şekilde değerlendirilmesi anlatılacak. Bunu izleyerek hipnoterapötik teknik çeşitleritanımlanacak ve bu tekniklerin yeme bozukluklarının tedavisinde kullanımı açıklanacak.
Hastanın Değerlendirilmesi: Hastanın derin ve açıklayıcı değelendirilmesi durumun altında yatan dinamikleri anlamak ve buna göre bir tedavi planı oluşturmak açısından büyük önem taşır. Klinik literatür yeme bozukluklarının psikopatolojisine neden olabilecek- aşağıda maddelenmiş- psikodinamik değişkenleri tanımlar:
1. Büyüme ve tam bir sexual olgunluğa ulaşma korkusu (Bruch-1973,1974- ,Gross-1984-)
2. Mükemmeliyetçilik takıntısı ve bozulmuş vucüt imajı. (Bruch-1973,1974,197