PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK
PSİKOTERAPİLER  
  ANA SAYFA
  İletişim
  ERİCH FROMM VE HÜMANİSTİK PSİKANALİZ
  DİNAMİK PSİKOTERAPİ
  KAREN HORNEY VE BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
  AKILCI-DUYGUSAL TERAPİ
  ROGERS ve BİREY MERKEZLİ DANIŞMA YAKLAŞIMI
  GERÇEKLİK TERAPİSİ
  GEŞTALT TERAPİ ( F. PERLS )
  Holistik Tedavi
  VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ
  AYNA TERAPİSİ
  BİBLİO TERAPİ
  BİLİŞSEL PSİKOTERAPİ
  BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ
  Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi
  Bütünleyici Bireysel Terapi ( BBT )
  çözüm odaklı kısa süreli yaklaşım
  EMDR TERAPİ
  ERİCKSONİAN PSİKOTERAPİ
  E-TERAPİ
  Feminist terapi
  FOTOTERAPİ (IŞIK TERAPİSİ)
  Hidro Terapi
  HİLL & O'BRİEN TERAPİSİ
  HÜCUM TERAPİSİ
  JUNG TERAPİ
  LOGOTERAPİ
  Müzik Terapi
  Oyun Terapisi
  Pozitif Psikoterapi
  Sine-Terapi
  ŞEMA TERAPİ
  HİPNO-TERAPİ
  AİLE DANIŞMANLIĞI
  CİNSEL TERAPİ
  ERGENLİK PSİKOLOJİSİ
  LİNK
  ANKSİYETE BOZUKLUKLARI
  nevzat tarhan
  Konuşma ve Dil Terapisi
  ÇOCUK RESMİNİN GELİŞİM AŞAMALARI
  PSİKOTERAPİ TÜRLERİ
  HİPPOTERAPİ
  Yiğidi Öldür Terapi Deme!
  Duanın Psikolojik ve Sosyolojik Faydaları
  PSİKOLOJİK DANIŞMA İLKE VE TEKNİKLERİ
  Ön Görüşme Sürecinin Öğeleri
  TERAPÖTİK İTTİFAK VE İLİŞKİ
  DOĞU HİKAYELERİYLE PSİKOTERAPİ
  empati ve empatiyi iletme
  İLK GÖRÜŞME
  Seçmeci (Eclectic) Yaklaşım
  PSİKOLOJİK DANIŞMANIN SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
  Psikolojik Danışma Süreci
  Psikolojik Danışmada Danışmanın Rolü ve İşlevi
  Psikolojik Danışmanın Amaçları
  psikolojik yardım aşamaları
  kendini tanıma rehberi
  KİŞİLİK TESTİ
  DEPRESYON
  Depresyon Testi
  STRESE DAYANIKLILIK ÖLÇEĞİ
  HAFIZANIZI GÜÇLENDİRMEK İÇİN 8 ADIM
  ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
  NE KADAR PANİKSİNİZ?
  DUYGUSAL ZEKA TESTİ
  Hipnoz ve Depresyon
  Hipnoz ve kötü alışkanlıklar
  Hipnoz, Çözülme ve Travma
  HİPNOZ VE KONVERSİYON BOZUKLUKLARI
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarının Kontrolünde Hipnoz
  ŞİŞMANLIKTA HİPNOTERAPİ
  Yeme Bozuklukları ve hipnoz
  Zeka Geliştirmek İçin 5 Yöntem
  Adleryan Terapi Teknikleri
  KENDİNİZİ DERS ÇALIŞMAYA NASIL KONSANTRE EDEBİLİRSİNİZ?
  BİOENERJİ
  EMPATİ
  Evlilikte Stres Kaynakları
  Stres ve Manevi Yaşam
  Stres ve Sabır
  Stres
  Kendi stresini yönetmede teknikler
  Stres’in Etkileri
  pozitif stres yönetimi
  GRUP PSİKOTERAPİSİNDE DEĞİŞMEYE YOL AÇAN SAĞALTICI FAKTÖRLER
  Grupla Psikolojik Danışma
  ÇOCUKLARDA DÜŞÜNME BECERİLERİ NASIL GELİŞTİRİLİR?
  Zeki çocuklar yetiştirmenin püf noktası
  Bediüzzaman'ın Eğitim Yaklaşımı
  İnsan problemlerine Kur’ân’î çözümler
  Proaktiflik ya da Reaktiflik
  Tûl-i Emel
  Bediüzzaman'a Göre Bilimin Değeri
  Akıl ve Duygular
  Akla Uygunlaştırma
  Aşırı girişkenlik
  Bastırma Mekanizması
  Belirsizlikler İçinde Aranan Güven Duygusu
  Birlik ruhu için şeffafiyet
  Depersonalizasyon
  Duygu Çağı
  En ucuz enerji kaynağı: Tebessüm ve selâm
  Güzelliğin yeniden tanımlanması
  Hayat ve Anlamı
  Hayat yolculuğunda çelişkili duygular
  İç Sesler
  İnancın Sosyolojik Boyutu
  İnsanlık Peygamberlere Muhtaçtır
  Kendini Gözlemleme
  Korkularımız
  Kulluk Psikolojisi
  Mutluluk Öze Dönmekle Olur
  Olayların gerçek boyutu
  Olumlu olmak
  Ölümü Düşünmemek Başını Gaflet Kumuna Sokmaktır
  Savunma Mekanizmaları ve Başaçıkma Şekilleri
  Suçluluk duygusu
  Şefkat
  Varlığın besmelesi olan sevgi
  Varlığın öz enerjisi: Muhabbet
  GESSELL GELİŞİM TESTİ
  Hipnoterapi nasıl uygulanır
  Hipnoz Hastasının Özellikleri
  Hipnotik Seansın Özellikleri
  Hipnoz Nasıl Uygulanır
  Hipnoz Nedir
  Hipnoz Teknikleri
  hipnozda uyulması gereken kurallar
  hipnozun uygulanmaması gereken haller
  Hızlı Hipnoz Tekniği
  Kendi Kendini Hipnoz (Oto-Hipnoz)
  ÖRNEK HİPNOTİK ENDÜKSİYON
  HİPNOZ HAKKINDAKİ MİT (BATIL DÜŞÜNCELER)'LER
  AİLE TERAPİSİ UYGULAMASINDA TEROPÖTİK YAKLAŞIM
  Aile ve Evlilik Terapisinde Amaçlar
  AİLE TERAPİSİ ÖZEL NOTLAR
  aile terapisi uygulama örnekleri
  Aile-Evlilik-İlişki Terapisi Nedir
  Evlilik Problemleri Nasıl Çözülür: 9 Öneri
  PSİKODİNAMİK VE BOWEN AİLE TERAPİLERİ
  YAŞANTISAL AİLE TERAPİSİ
  AİLE İÇİ PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI
  Cinsel Danışma ve Rehberlik - Uygulama
  CİNSEL TERAPİDE EV ÖDEVLERİ
  Cinsel Sorunlarda Hipnoterapi
  Holistik Cinsel Terapi
  CİNSEL PROBLEMLER
  ERGENLERLE İLETİŞİM
  ERGENLİKTE DİN VE AHLAK GELİŞİMİ
  ERGENLİK (PUBERTE) DÖNEMİ FİZYOLOJİK GELİŞİM
  ERGENLİK VE KİMLİK BOCALAMASI
  ERGENLİK DÖNEMİ ARKADAŞ İLİŞKİLERİ
  ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ BİLİŞSEL GELİŞİM
  ERGENLİKTE CİNSEL GELİŞME
  GENÇ KIZ SAĞLIĞI
  ERGENLİKTE DAVRANIM BOZUKLUKLARI
  ERGENLİKTE DUYGUSAL GELİŞİM
  ERGENLİKTE MADDE BAĞIMLILIĞI
  ERGENLİKTE TOPLUMSAL GELİŞİM
  SOSYAL FOBİ
  ÖZGÜL FOBİ-2
  Psikolojik Rapor Yazma
  Gazali'nin Motivasyon Teorisi
  Hz. Muhammedin Evlilik Hayatı Ve Tavsiyeleri
  HİPNOZ
  HİPNOZ TEKNİKLERİ
  BİLİŞSEL-GELİŞİMSEL TERAPİDE HİPNOZUN KULLANIMI
  Hipnoz ve Depresyon-1
  HİPNOZ VE KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR
  HİPNOZ ve Yeme Bozuklukları
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde-üstesinden gelinmesinde –yönetiminde (management) Hipnozun kullanımı
  Hipnoz ve Anıların Çağrımı
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarında Hipnoz
  KONVERSİYON BOZUKLUKLARI
  ŞİŞMANLIKTA HİPNOTERAPİ-1
  Hipnoz, Çözülme ve Travma-1
  Kişilik ve Psikotik Bozukluklar
  HİPNOTİK TELKİNLER İÇİN CÜMLELER KURMA
  Affect Bridge (Hipnoanalitik Yöntem)
  STEIN’İN SIKILMIŞ YUMRUK TEKNİĞİ
  KENDİLİK DEĞERİNİ ARTTIRMA ÖNERİLERİ
  BECK UMUTSUZLUK ÖLÇEĞİ
  BEİER CÜMLE TAMAMLAMA TESTİ
  COOPERSMıTH ÖZSAYGI ENVANTERİ
  CORNEL İNDEX TESTİ
  SCL–90-R
  RATHUS ATILGANLIK ENVANTERİ
  PSİKOLOJİK DANIŞMA--Temel Öğeler
  TERAPÖTİK İLETİŞİM
  KISKANÇLIK
  Risale-i Nur'dan Sosyal Problemlere Reçeteler 1
  Risale-i Nur'dan Sosyal Problemlere Reçeteler 2
  OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUĞU
  PANİK BOZUKLUĞU - PANİK ATAK
  TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
  Alzheimer
PSİKODİNAMİK VE BOWEN AİLE TERAPİLERİ

PSİKODİNAMİK VE BOWEN AİLE TERAPİLERİ

(Psychodynamic and Bowen Family Therapies)

 

            Psikodinamik ve Bowen aile terapileri 1950’lerde gelişmeye başladı. Kurucuları; Nathan Ackerman ve Murray Bowen güçlü kişilikleri ve sadık izleyici olmalarıyla bilinirlerdi. Onlar aslında Freud’un (1940) psikoanalitik teorisini bireysel danışanlarla kullanmak için eğitildiler. Gerçekten, Pzikoanalizin prensipleri, Psikodinamik ve Bowen aile terapilerin çıktığı ortak kaynaktır. Bununla birlikte, Ackerman ve Bowen, ilgileri ve durumları nedeniyle Freud’un teorilerini ailelere uygulamış ve içsel ( intrapersonal) iletişime kişiler arası iletişim kadar önem vermişlerdir.

 

            Bu bölüm Psikodinamik ve Bowen aile terapilerinin temel görüşlerini açıklar. Kendilerini ne Psikodinamik ne de Bowen aile terapistleri olarak tanımlarken, klinisyenler her bir teoriyle ilgili faktörleri ve belirli teorik teknikleri belirlemede farklıdır (örneğin; kimlerle çalışıyorlar, nasıl olduğu kadar ne zaman terapi başlar). Tedavinin kalbi,  her iki bakış açısından da, ailelerde ve onun üyelerindeki değişimin en iyi ailenin kendi tarihi içeriğinde açıklandığı zaman oluşacağına olan inancıdır. Bilinç ve bilinçaltı süreçler toplu olarak ve bireysel olarak terapötik müdahalenin odak noktasıdır.

 

            Görünüşte, Psikodinamik ve Bowen aile terapisinin çok ortak noktası vardır. Bu bilhassa, sayısız dayanak noktası ve inanca dair doğrudur. Örneğin, Psikodinamik ve Bowen tedavisi alanında kapsamlı olan kavramsal modeli temel alır. Ayrıca ikisi de araştırma ve uygulamalarda geliştirilen teknikler kullanır (örneğin, Papero,1990; Titelman, 1987).

 

Psikodinamik ve Bowen aile terapilerini birleştiren diğer bir özellik ise aile terapisinde vurgunun ‘Geçmiş, şuanda aktiftir’ üzerinde yer alması gerektiğine olan inancı paylaşmalarıdır ( Smith, 1991, p.24). Bu iki yaklaşım da ailenin yaşamındaki tarihsel ve sosyal bilgilerin önemini vurgular. Örneğin, erken çocukluk yaşantıları( örneğin, geçmiş), bilinçli olarak sürdürülmese de birey ve aile üzerinde şu anda ve gelinen süre boyunca etkisi olabilir ( örneğin, şimdi). İlk deneyimlerle ilişkili olan bağlanma ve bağlılık özellikle konu ile ilgilidir. Bu süre boyunca kurulan etkileşim anıları ve örüntüleri, birçok yönden şimdiki işlevsellik derecesini etkilemeye devam eder (Gibson, Donigian, 1993). Örneğin, çiftlerin duygusal ve fiziksel yakınlık üzerine olan mücadeleleri belki de her birinin erken yaşantılarındaki ilişki kurma problemlerinin yenilenmesidir.

            Bu teorilerin başka bir ortak paydası hayatın kişiler arası ve içsel yönlerinin nasıl birbirlerini etkilediği üzerine odaklanmalarıdır. Temel olarak, insanların kendileriyle ilişki kurma yolu, onların diğerleriyle nasıl etkileşime geçtiğini etkiler. Benzer şekilde, geçmişte diğerlerinin insanlara karşılık verme yolu, onların kendilerini nasıl algıladığını ve davrandığını etkiler. Örneğin, 11 yaşındaki kız çocuğu sosyal aktivitelerden uzak durarak belki de ailedeki eşitsizlik hakkındaki duygularını gösteriyor ve alay edilme riskini en aza indiriyor olabilir.

 

            Psikodinamik ve Bowen aile teapisiyle ilişkili bu şeyler etkileşimlerle ilgili kendine özgü tanımlar da yarattı. Her bir teorideki bu sözcükler aile dinamiklerini karakterize eder. Psikodinamik teoristler evlilik bölünmesi( marital schism), evlilik çarpıklığı(marital skew) ve sahte karşılık(pseudomutuality) gibi aile içindeki işlevsel olmayan ilişkileri açıklamak için terimler icat etmişlerdir. Bowen aile terapistleri, farklılaşma( differentiation), birleşme (fusion) ve duygusal kapanma (emotional cutoff) gibi diğer kelimeleri ve deyimleri yaratmışlardır.

 

            İki teorinin son dayanak noktası, değişim hakkındaki düşüncelerinin aşamalı olması ve kaynakların ve zamanın yatırımıyla birlikte çok sıkı çalışmaya ihtiyaç duyulduğu görüşünü paylaşmalarıdır. Psikodinamik eğitimi alan psikiyatristler olarak Bowen ve Ackerman, teorilerinin derinlemesine tedavi perspektifinden uzaklaşmasına izin vermediler. Bowen’ın aile terapisi bazen iyi sonucu 5 veya 10 oturumda almasına rağmen, bu iki yaklaşım da ailelere kullanılırken genellikle 20 - 40 oturuma ihtiyaç duyuyor. Aile içindeki üyeler genellikle yeni davranış örüntüleri denemeye risk almadan önce ilişkilerini kendileri ve başkaları ile ilgili olarak inceliyor.

 

PSİKODİNAMİK AİLE TERAPİSİ

(Psychodynamic Family Therapy)

 

Psikodinamik aile terapisi, aileyi geleneksel Psikoanalitik teori uygulamalarından daha çok sarmıştır. Daha doğrusu, Freud’un temel prensiplerinden filizlenmiş, nesne ilişkileri teorileri (object relations) gibi birçok yaklaşımdan ibarettir.

 

 

 

Önemli Teorisyenler ( Major Theorist)

 

Psikodinamik aile terapisiyle ilgili en önemli profesyoneller; Nathan Ackerman, Ivan Boszormenyi- Nagy, James Framo, Theodore Lidz, Norman Paul, Donald Williamson, Robin Skynner ve Lyman Wynne’dir. Bununla birlikte, Ackerman genellikle Psikodinamik aile terapisinin kurucu olarak inanılır.

 

Nathan Ackerman

 

            Nathan Ackerman (1908- 1971), geniş bir zaman periyodu üzerine aile terapisti olmuştur. Başlangıçta, çocuk psikiyatristi olarak eğitim almış ve zamanında hastasını görürken geleneksel psikoanalitik yaklaşımı izlemiştir. Bununla birlikte, 1930’larda Ackerman ailelerle ve onların akıl sağlığı ve hastalıklarına etkisiyle ilgilenmeye başladı. Bu ilgisi, onun Batı Pensilvanya’ daki maden kasabasındaki erkeklerin ve onların ailelerinin işsizlikten etkilenmelerini gözlemlemesiyle ve tüm aileyle hep beraber görüşüldüğünde ailede hızlı değişimin nasıl görüldüğünü gözlemesiyle artmıştır. Kansas, Topeka’daki Menınger Kliniğindeki ilk klinik çalışmasında tüm aileyle görüşmeye başlamış ve ev ziyaretlerine personelini göndermiştir. Özellikle aile yaşamının psikososyal dinamikleriyle ve aile birimlerine psikoanalitik prensiplerini uygulamayla ilgilenmiştir.

 

            1950 ve 1960’larda Ackerman aile çalışmasının daha çok içine girmiş, sonuç olarak, Doğu kıyısında aile terapisi yönetmeye başlamıştır. 1957’de New York’ta Yahudi Aile Servisinde Aile Akıl Sağlığı Kliniğini açtı ve 1960’da New York’ta Aile Enstitüsünü kurdu. 1961’de aile terapisinin ilk dergisi olan, Aile Sürecinin kurucu üyesi oldu. Bu yayın, Ackerman’ın önceki dönüm noktası olan metniyle, ‘Aile Yaşamının Psikodinamikleri’, aile terapisi alanına güvenirlik ve inanç vermiştir. Ackerman profesyonel kariyeri boyunca görüş açısı olarak psikodinamiğe sadık kalmıştır.

 

            Ackerman aile terapisi alanına birçok katkıda bulunmuştur. Onun terapist olarak tüm başarıları özellikle kayda değerdir. Ackerman ailelerle yaptığı birçok oturumun deşifrelerini yayınlayarak belgelemiştir. Prensipler üzerine yapılan tartışmaları birleştirerek (açık açık anlatarak) aile terapisi alanındaki literatürlere eşsiz katkılar yapan mükemmel bir teoristtir ve bunu tutkuyla yapmıştır. Onun yazıları ve uygulamaları, çalıştığı prensipleri belgelemektedir. Son olarak, Ackerman’nın çalışmalarına dikkati çekmeye yardımcı olan güçlü ve karizmatik kişiliği vardır. O, inandığı şeyin savaşçısıdır. ‘Sayısız küçük çatışmalar ve sınır savaşları’ Ackerman’ın uğraştığı ‘hiç kronik değildi ama yaşlı savaşçı şerifin sert yara izi gibi adamın ünü yapışmıştı’. O, akıllı ve çekici olarak tanımlanır.

 

            Ackerman, bireylere ve ailelere hep birlikte bir sistem gibi davranmasıyla diğer profesyonellerle birlikte psikodinamik odaklı uygulayıcıları da etkilemiştir. Bunu çeşitli yollarla yapmaktadır. Bu yollardan biri, aile biriminin altındaki hipotez’dir; aileler duygusal olarak rekabet kavgasının içinde bölünmüştür. Ackerman ayrıca psikoanaliz alanının medikal olmayan uzmanlıklara açılmasına Amerikan Psikoanaliz Akademisini 1955’te açarak yardım etmiştir.

 

            Ackerman, aile psikoterapisi ile psikoanaliz arasındaki farkları açıklamıştır. Aileleri kavramsallaştırması ve onlar hakkındaki sunumları yaratıcıdır ve kışkırtıcı olduğu düşünülmüştür. Ackerman, ‘Terapist; babanın sessiz yoluyla Alice’in gürültülü saldırganlığını karşılaştırdı’ gibi kenarlara aldığı yorumlarını içeren aile terapi oturumlarının deşifrelerini yayımlamıştır. Ackerman; şamaroğlanı (scapegoat), savunmaları gıdıklamak (tickling of defenses; örneğin aile üyelerini açmak için kızdırmak ve kafalarından geçenleri söylemelerini sağlamak), bütünleyici ( complementarity), güçleri üzerine odaklanmak (focus on strengths) ve birbirine bağlanan patoloji ( interlocking pathology) gibi kavramları başlatan kimse ya da en azından bu kavramların üzerinde duran kimse olarak tanınır.           

 

            Nathan Ackerman aile terapisinin temel öncülerindendi. Onun etik çalışmaları ve aile terapisi alanına duyduğu sorumluluk bu alanı çok geliştirmiştir. Ne yazık ki, 63 yaşındaki erken ölümü, bu alanı müdahaleci ve yenilikçi düşünürden yoksun bırakmıştır.

 

Teorinin Öncülleri ( Premises of Theory)       

           

            Psikodinamik aile terapisi aile hayatına uygulanması, yorumlanması ve değişiklik yapmasıyla Sigmund Freun’un klasik çalışmasına dayanır. Freud insan doğasını dürtülere bağlı olarak görür (örneğin, cinsellik ve saldırganlık) . Akıl sorunları, çocukların cezaya yol açabilecek bu temel dürtüleri ifade etmeyi öğrenmesi veya yanlış öğrenmesiyle ortaya çıkar. Sorunlar tatsız etkilerle işaret verir; anksiyete veya depresyon. Diğer bir değişle; sorunları çözmek için 2 olaydan biri oluşmak zorundadır: 1) çatışmalı isteklere karşı savunmaları kuvvetlendirme olmalı veya 2) savunmalar, biraz neşeye izin vermek için yeterince rahatlatılmalıdır.

 

            Ackerman’a ek olarak, bazı diğer teoristler ve uygulayıcılar Freud’un bireysel odaklı yaklaşımını ailelere uygulamaya yardım ettiler, Heinz Kohut (1977), James Framo (1981) ve Ivan Boszormenyi- Nagy (1987)’i içeriyor. Bununla birlikte, Ackerman bu amaçla eğitim ve tedavi merkezi kuruluşunun önderliğini almıştır, Aile Enstitüsü, şu anda New York’ta Aile için Ackerman Enstitüsü olanak biliniyor (http:// www. ackerman.org/). Bu tesis profesyonellerin gelebilecekleri ve onun çalışmalarını gözlemleyebilecekleri bir yer sağlıyor. Ayrıca aile tedavisi ve tanısı üzerine çok verimli yazılar yazmıştır (örneğin, Ackerman, 1958). Psikodinamik odaklı terapist olarak, bireyler ve aileler hakkında yeni düşünce yolları başlatmıştır ve bireyin bilinçaltının tam anlaşılmasının onun genel durumunun anlaşılmasıyla olacağını savunmaktadır.  Öncelikli bağlamlardan biri aile etkileşimlerinin gerçeğidir. Aile tedavisinde genel durumun önemi Boszormenyi- Nagy (1987) tarafından vurgulanmaya devam etmektedir.

 

            Ackerman (1956) ailenin ve onun belli üyelerinin nasıl işlevsiz kaldığını açıklayan birbirine bağlanan patolojinin (interlocking pathology) içinde bilinçaltını ve aile içeriğini birleştirmektedir. Interlocking pathology (birbirine bağlanan patolojide), bilinçaltı süreçleri aile üyeleri arasında onları birlikte tutan bir yer alır. Eğer üyeler yazılı olmayan aile kurallarını bozarsa, daha sonra üyeler ya aileden ayrılma kararı alır ve daha sağlıklı hale gelir ya da diğer üyelerle birlikte benzer aile örüntüsünün içine geri çekilir ve daha az ideal anlamda işlevini devam ettirir.  Örneğin, ailesinden yeterince ayrılmamış bir genç yetişkin, bir daireye taşınabilir. Eğer genç yetişkinin yeterli bir işi varsa ve kendi yaş grubundan yeni arkadaşlar edindiyse, aile için geri çekilmekten kaçınabilir ve yeni bir kimlik ve yaşam şekli oluşturabilir. Aksi takdirde, uygun olmayan ayrılık onu fiziksel veya psikolojik olarak ya da her iki biçimde de ailesine dönmesini etkileyebilir.

 

            Psikodinamik teorinin en son odağı nesne ilişkileri (object relations) teorisidir. Nesne ilişkileri teorisi, bireylerin dürtülerine vurgu yapan klasik Freudian teoriyle, sosyal ilişkiler üzerine vurgu yapan aile terapisi arasında köprüdür. Nesne sevilen bir şeydir ve genellikle bir kişidir. Nesne ilişkileri terimi ‘coşkulu duygusal bağlanmayı içeren kişiler arası ilişkiler’ anlamındadır. Bu bağlanmalar gerçekliğin dış dünyasında veya geçmişin kalıntıları olarak oluşur bu da içsel varlıktır, güçlü kalan ve içimizde çok canlı olan genellikle bilinçaltıdır.

 

            Nesne ilişkisi teorisiyle, nesiller arası ilişkiler açıklanabilir. Bu teoriye göre doğumdan itibaren insan varlığı nesne arayışında (örneğin; ilişkide olduğu insanlar) temel motivasyona sahiptir. Bu olayda nesne, çocuğun içsel ve duygusal bağlar oluşturduğu (örneğin; bebeklik boyunca anne) önemli olan bir diğeridir. Onlar büyüdükçe, çocuklar sıklıkla içlerindeki bu nesnelerin iyi ve kötü karakteristiklerini özümser. Bu özümsemeler zaman geçtikçe diğerleriyle özellikle yakın olduğu kişilerle olan kişiler arası ilişkilerini nasıl değerlendirdiklerinin ve nasıl etkileşime geçtiklerinin temelini oluşturur.

 

            Bu değerlendirme süreci, ayrılma (splitting) olarak bilinen, onun en düşük seviyesinde bilinçaltı prosedüründe meydana gelir. Ayrılmada (In splitting), nesne temsilleri ya hep iyidir ya da hep kötüdür. Sonuç kişinin çevresindeki kişilere iyi ve kötü özellikleri yansıtmasıdır. Ayrılma yoluyla, insanlar onları tamir edebilir yaparak anksiyetelerini ve hatta objeleri (örneğin; çevresindeki kişiler) kontrol edebilir. Bununla birlikte, ayrılmanın sakıncası gerçeği saptırmasıdır. Ayrılma oluştuğu zaman, çocuklar (ve daha sonra onların yetişkin eşleri) bir nesne ile ilgili (kişi) kendi duygularını gerçekçi bir görüş içinde bütünleştirmede başarısızdırlar. Örneğin; çift ilişkilerinde her bir eş diğeri üzerinde gerçekçi olmayan davranış örüntülerini yansıtabilir. İlişkileri çarpıtmaya ek olarak, bu tip yansıtmalar sorunlara ve kargaşalara neden olur. Bu yolla hareket eden bireyler karmaşık insan ilişkileriyle sorun yaşarlar ve etkileşimlerinde olgunlaşmamış olabilirler.

 

            Aile terapisinde nesne ilişkileri teorisinin önemi; Psikodinamik klinisyenlere evlilikle ilgili seçimlerin ve aile etkileşim örüntülerinin nedenlerini açıklamada yol sağlamasıdır. Freud’un metaforik kavramları olan id, ego, süper egonun ötesinde bireyleri ve aileleri etkileyen bilinçaltıyla çalışmanın değerine vurgu yapar. Yetişkinlerin evlilik ilişkilerine getirebileceği bilinçsiz ve çözülmemiş erken nesne ilişkileri, kişilerin birbirine umutsuzca ve bağımlı bir şekilde sarılmalarındaki gibi işlevsel olmayan örüntüler geliştirmeleriyle sonuçlanabilir. Eşlerden birinin ya da her ikisinin (veya bazı durumlardan çocukları) daha farkında olması, eski nesnelerden kendilerini ayrımlaştırmak için harekete geçmeleri ve yeni ve işe yarar yolları öğrenmelerine kadar bu örüntüler kendilerini tekrar etmeye devam eder.

 

 

Tedavi Teknikleri (Treatment Techniques)

 

Psikodinamik aile terapisinde önemli vurgu; bilinçaltı, erken anılar ve nesne ilişkileri üzerine yapılır. Terapötik tekniklerin kullanımı transferansı, rüyaları ve hayal analizlerini, yüzleştirmeyi, dayanıklılıkları üzerine odaklanmayı, hayat hikâyeleri ve bütünlemeyi içerir.

 

Transferans ( Transference)

 

            Transferans, terapistin üzerine duyguları, davranışları veya arzuları yansıtmaktır. Bu teknik, danışanın, terapisti ilişkileri çözülmemiş önemli diğer kişiler gibi görerek duygularını anlamasına yardımcı olmak için bireysel analizlerde işe koyulur. Transferans aile terapisinde, aile birimi içindeki baskın duyguları anlamak için ve hangi duyguların hangi insanlara yöneltildiğini betimlemek için kullanılır.

 

            Transferans oluştuğu takdirde, ailedeki danışanlar terapistle bir bağ oluşturur ve terapiste karşı sanki sorunları yaşadıkları kişilere karşı davrandıkları gibi hareket ederler. Bu yüzden, onlar hapsedilmiş duyguları göstererek (örneğin; katarsiz) ve kendilerini- keşfederek, içgörü kazanarak ve birbirlerini etkileyecek yeni yollar öğrenerek yarar sağlarlar. Birbirlerine kızgın aile üyeleri ve sosyal hizmet kurumlarından yararlanamamış aile üyeleri, aile terapistine şu sözleri söyleyebilir.

 

·        Bize yapacağın iyi şeyleri görmüyorum.

·        Sana konuşmamızın yararı nedir?

·        Bu aile girdabın içine doğru batıyor ve ben gerçekten çıldırıyorum ve bizim tüm yaptığımız seninle konuşmak. Biz ne zaman gerçek bir yardım alacağız?

 

Bu cümlelere savunucu olmayan ve anlayışlı yolla davranarak, aile terapisti aileye, yararlı olmayan duygularla ilgilenerek ve onların hayatındaki önemli sorunlar üzerinde çalışmaya ilerleyerek yardım edebilir.

 

Rüya ve Hayal Analizi (Dream and Daydrean Analysis)

 

            Aile üyelerinin rüyalarını ve hayallerini tartışmanın amacı aile içinde karşılanmayan ihtiyaçların analiz edilmesidir. Eğer baba çölde terk edildiği rüyasını tekrar ederse, o belki de aile üyeleriyle büyük bir duygusal yakınlık ihtiyacını ifade ediyor olabilir. Stratejiler daha sonra üyelerin açıklarının karşılanması için geliştirilir. Babanın açısından, aile gezintileri veya akşam yemekleri babanın diğer üyelere samimi bir yolla bağlanmasına yardım etmek için planlanabilir.

 

            Rüya ve hayal analizleri bazı aileler için dikkat gerektiren alanları görmesine yardım etmede hayli yararlı olabilir. Bununla birlikte, rüya analizleri problem haline gelebilir ve eğer aile üyelerinin katılım sayısı genişse ele almak zor olabilir.

 

Yüzleştirme (Confrontation)

  

            Yüzleştirme prosedürlerinde, terapist ailelerin davranışlarının veya ifade ettiği isteklerin nasıl çeliştiğine dikkati çeker. Karısıyla ve çocuklarıyla daha fazla zaman harcamak isteyen bir baba, hala ofisinde sürekli bir şekilde geç saatlere kadar çalışmaktadır, belki de terapist tarafından şu şekilde yüzleştirilir:

 

            George, görüyorum ki istekli bir şekilde işinde gece ve gündüz çalışıyorsun. Şimdi, ailenle daha fazla zaman geçirmek istediğini duyuyorum. İstediğin şeye ulaşmak için neler yaptığını anlamama yardım et.

 

            Yüzleştirmenin arkasındaki fikir, aile üyelerinin ne yaptıklarıyla ilgili farkındalığını kazandırmak ve baş etme stratejilerini değiştirmek ve işlevsel hale gelmeye yardım etmektir.

 

Dayanıklılığa (Güce) Odaklanmak (Focusing on Strengths)

 

            Diğer terapötik çabalar gibi, psikodinamik aile terapistleri; birçok ailenin, tedaviye kendilerindeki ve ailelerindeki zayıflıkla baş etmeye odaklandıkları için geldiklerinin farkındadırlar. Güçlerine konsantre olarak, aile terapistleri ailenin odağını değiştirmeye yardım eder. Terapist aileye, onların hayli istekli göründüklerine ve eski etkileşim örüntülerini kırabileceklerine dikkati çekerek şunları söyleyebilir:

 

            Her birinizden aileniz için çalışmayı ne kadar istediğinizi duydum. Bill, senin ne kadar süre alırsa alsın bir şeyler yapma adına verdiğin güçlü sözden etkilendim. Sue, aynı derecede, senin ailenin rahatça akışını sağlaması için gerekli fedakârlık yapmak için istekli olduğunu söylemenden etkilendim. Aynı şekilde, Chip, sadece 14 yaşında olmana rağmen, olgun olduğunun ve gerekli değişimleri ortaya çıkarmak için ebeveynlerinle çalışmaya istekli olduğunun farkındayım.

 

            Güce odaklanmanın sonucu olarak, yapılandırılmış aktiviteler işbirliğini arttırmak için ve işlevsiz davranış örüntülerini kırmak için dizayn edilebilir. Örneğin; aileye tüm aile üyelerinin yeteneklerinin kullanılabileceği olayları planlamaları istenebilir.

 

Hayat Hikâyesi (Life History)

 

            Ailenin hayat hikâyesini alarak ve değerlendirerek Psikodinamik aile terapisti aile içindeki şimdiki ve geçmişteki etkileşim örüntülerini anlatabilir. Bu süreç ayrıca aile üyelerine geçmişlerine aldırış edilmeksizin kabul edildiklerini ve değerli olduklarını bildirir. Aile yaşam hikâyesini almak terapiste olan güveni arttırır ve ayrıca aile üyelerine içgörü sağlar. Bu hikâye; öykü veya kısaltılmış formda yazılabilir.

 

Bütünleyicilik (Complementarity)

 

            Bütünleyicilik aile rollerinin uyuşmasının uyum derecesidir. Örneğin, eğer çiftler, kadının rolü ailenin bütçesini planlamak ve erkeğin rolünün de dengelemek olduğu konusunda fikir birliği sağlamışlarsa, maddi rollere dair bütünleyici ilişki kurabilirler. Eğer roller belirliyse (dovetail), önceki örnekte olduğu gibi, aile yaşamı tatminkârdır. Terapistin bir görevi, aile üyelerinin ilişkilerinden doyum alması ve sağlamasına yardım etmektir. Bu üyelere ne istediklerini ve karşılığında ne yapmaya istekli olduklarını sorma anlamına gelebilir.

 

TERAPİSTİN ROLÜ (ROLE OF THERAPIST)

 

            Psikodinamik tedavide terapist birkaç rol oynar. Bunlardan bir tanesi öğretmenliktir. Aile üyelerinin; geçmişin etkilerinin özellikle bilinçaltının onların şuan ki yaşamları üzerinde etki yarattığını anlamaları oldukça önemlidir. Bu yüzden, aile üyelerinin temel Psikoanalitik terimlerini ve bu terimlerin kişisel ve kişiler arası temelde nasıl kullanıldığını öğrenmeleri gereklidir. 

 

            Terapistin ikinci rolü, yeterince iyi anneyi ( good enough mother) oynayabilmeleridir. Yeterince iyi anne, bebeğinin sevildiğini ve ilgilenildiğini hissettiği ve güveni ile kendilikle ilgili gerçek duyguyu geliştirebildiğidir. Bu rol terapistten aslında aile üyelerinin davranışlarını cesaretlendirme sağlayarak önceki gelişim dönemlerinde olmayan büyütmeyi isteyebilir. Bu rolde terapist geçmiş açıklıkları tamamlamalarında yardım etmek için aile üyelerini etkileşimin içine dahil eder. Bu davranış her şeyden şekil alabilir, övgü vermek için sırtın okşanması gibi.

 

            Psikodinamik terapistin son rolü, ailenin yaşayan alanına girmek ve etkileşimi çıkarmak için katalizör (catalyst) rolü oynamaktır. Ackerman (1966) aileleri bu anlamda çalıştırmada uzmandı. Sonuç, tedavideki ailelerin genellikle anlamlı duygusal değişme yaşamalarıydı.

 

            Katalizör görevinde, terapistin aktiviteleri; yüzleştirme, karşı koyma, bazen yorumlar ve aile süreçlerinin bütünleşmesine yardım etmektir. Böyle bir rol yüksek enerji ve dayanıklılık gerektirir.

 

            Bu rollerden birini, özellikle sonuncusunu yerine getirirken, terapist bireysel etkileşimin yanı sıra aile etkileşiminin de dikkatli bir şekilde üzerinde durmalıdır. Aile üyeleri geniş ve serbest akış halinde yer değiştirir ve terapist sürece tamamen dahil olmaz veya sürecin merkezinde olmaz. Bu gibi duruşları açıklamak, yerine getirmekten daha kolaydır.

 

Süreç ve Sonuç ( Process and Outcome)

 

            Psikodinamik aile terapisinin en önemli amacı, aile üyelerinin bilinçaltı kayıtlarını serbest bırakmaktır. Bu çıktı bazen terapistin olayları yorumlaması yoluyla ve olayları ilişkin olarak aile üyeleri tarafından içgörü kazanılması yoluyla elde edilir. Yorumlama en iyi bilinç öncesi seviyede terapist tarafından sunulur, bu, aile üyelerinin hemen hemen farkında olduğu materyal üzerinedir. İçgörü böyle bir çabayla kazanıldığında bunu yeni ve daha yararlı davranma ve etkileşim yollarına dönüştürme yollarında çalışılmalıdır.

 

            Bir kez bilinçaltı kayıtları yoluyla çalışılırsa, aile üyeleri birbirleriyle bir bütün halinde etkileşime geçebilir, sağlıklı kişiler geçmişin bilinçaltı hayallerindense, şimdiki gerçekleri temel alır.

            Eğer bu amaç kazanılırsa, sonuçlar genellikle farklılaşma (differentiation)  terimiyle tanımlanan değişimler içinde ortaya çıkar. Farklılaşmanın arkasındaki fikir, bireylerin mantıksal ve duygusal kendiliklerini dengeleyebildikleri olgunluk seviyesine erişmeleri ve kendilerini kaygı doğurmayan bir şekilde başkalarından ayırabilmesidir. Bu dinamik oluştuğu zaman, aile üyeleri bir birey olarak düşünceli bir şekilde etkileşime geçebilir. Aileye tamamıyla katılabilir ve kendileri olmayı başarabilirler. Ayrıca, diğer aile üyeleriyle işlevsel olmayan etkileşim içine girmezler.

 

            Bazen farklılaşma kazanımı imkânsızdır. Profesyoneller diğer tedavi modellerine benzeyen ve temelde semptomları azaltmayı kapsayan kriz çözümlemesini (crisis resolution) tercih edebilirler. Terapistler bastırılmış ihtiyaç ve dürtüleri ortaya çıkarmak ve savunmaları açıklamaktan daha çok iletişimi açıklama ve savunmaları desteklemek üzerine odaklanırlar.

 

PSİKODİNAMİK AİLE TERAPİSİNİN ÖNCÜLLERİ

(Unique Aspects of Psychodynamic Family Therapy)

 

Vurgular (Emphases) :

 

            Psikodinamik aile terapisinin en önemli vurgusu, bilinçaltının insan davranışlarını etkileme gücüne odaklanmasıdır. Odak, evlilik ve aile yaşamındaki kişiler arası ve içsel ilişkileri, bilinçaltının nasıl etkilediğidir. Bu tedavi metodu, aile üyelerinin diğerleri ve kendileri içindeki güçlerin hem onları birbirine yakınlaştırdığı hem de uzaklıklarını nasıl etkilediği konusunda farkındalığını arttırabilir. Ebeveynlerine görünmeyen bağlılıkları (invisible loyalties) gibi.

 

            Psikodinamik yaklaşım temel savunma mekanizmalarını ve aile ilişkilerinde oynadıkları parçayı açıklar. Bu, aile dinamikleri literatürüne eşsiz bir katkıdır ve bazı aile üyeleri arasındaki ilişkileri daha anlaşılabilir yapmaya yardım eder. Örneğin ebeveynine bağlı kalan, istismara uğramış çocukların, bu perspektiften Freud’un savunma mekanizmalarından saldırganla özdeşleşmeyi kullandıkları görülebilir.

 

            Psikodinamik aile terapisinin üçüncü görüşü işlevsizliklerin tarihsel kökenine ve kişilerin ve ailelerin etkilendiği tedavilere vurgu yapmasıdır. Aile veya bireylerle çalışırken terapist çocuklukta formüle edilen problemlerin kökenini yakalar. Bir birim olarak sıkıntılı zamanlar süresince nasıl hareket ettikleriyle ilgili ailenin geçmiş yollarını keşfederek, ailenin sıkıntılı sorunlarına yardım edebilirler.

 

            Son olarak psikodinamik aile teorisi, özellikle nesne ilişkisi (object relations) kişilerin nasıl bağlanma oluşturduklarını ve sonuç olarak aile üyelerinin nasıl işlev gördüğünü açıklamaya yardım eder. Aile ilişkilerinin oluşumuna olan bu vurgu aileyle çalışan diğer yaklaşımların çok derinlemesine açıklamadıkları bir şeydir.

 

Diğer Teorilerle Karşılaştırma

 

            Birçok aile terapisine karşı olarak, psikodinamik yönelimli aile terapisi doğrusaldır; neden-sonuç ilişkilerine odaklanır. Bu kuramın özelliği, eleştiriden meydana gelmiş olmasıdır. Ackerman ve diğerleri psikodinamik kuramı aile sistemlerine uygulanabilir duruma getirmek için girişimde bulunsalar da, sadece kısmen başarılı olmuşlardır. Çok sıklıkla, tedavinin bu şekli bireysel ile limitlidir, aile hayatına yayılacak kadar uygun değildir.

 

            Psikodinamik aile terapisinin diğer yaklaşımlarla ikinci karşılaştırması, para ve zaman yönünden daha masraflı olmasıdır. Psikodinamik altyapılı yaklaşımlar, ek olarak katılımcılarının yatırımını gerektirir. Bireyler ve aileler kendi zorluklarının kökenlerini (erken çocukluk, ebeveyn ilişkileri gibi)  araştırmak üzere hazırlanmalıdır. Çoğu, zaman vermeyi ya da ücret ödemeyi kaldıramazlar.

 

            Üçüncü bir karşılaştırma da, psikodinamik tedavinin genel olarak ortalama entelektüel yeterlilikten daha fazlasını gerektirmesi olabilir. Psikodinamik kuram, durumları ele almada somut olduğundan, soyut olan ile ilgilenme de sabırsızlaşması sebepleriyle, aileler için uygun olmayabilir. Bu aileler acil sonuçlar isterler ve bilinçaltı gibi soyut içeriklerle baş edemezler.

 

            Karşılaştırılan birçok aile terapisi yaklaşımları, özellikle son zamanlarda gelişen psikodinamik tedavi, deneysel araştırmadan yoksundur. Onun yerine, psikanaliz, vaka çalışması gibi deneysel ve nicel olmayan çalışmalar için daha uygundur.

 

 

 

Vaka Analizi

 

Ailenin Geçmişi (Family Background)

 

Maria Casa, 39 yaşında bekar bir bayandır. Gloria adında 13 yaşında bir kızı ve Juan adında da 11 yaşında bir oğlu vardır. 10 yıllık evliliğini 5 sene önce bitirmiştir. Eski eşi boşandıktan sonra 2 yıl boyunca çocuklarıyla yakın temas halindeydi fakat sonra uzak bir şehre taşındı ve yeniden evlendi. Çocuklarıyla iletişimi, sadece yıl başlarında kart ve hediye göndermesinden ibaret.

 

Maria, büyük bir yerel şirketin yönetim biriminde müdür yardımcısı olarak çalışmaktadır. Meslek gereği çok şık giyinmekte ve raporlarını bitirmek için çok geç saatlere kadar şirkette kalabilmektedir.  Mesleki sorumlulukları sebebiyle çocuklarını ihmal ettiğini düşünmektedir.

 

Son zamanlarda Juan, küfür kullanmaya ve annesi ile kız kardeşine saygısızca davranmaya başlamıştır. Aile iş bölümünde çimleri kesme gibi basit görevler üstlenmektedir. Okul çıkışlarında, Maria’nın sakıncalı bulduğu arkadaş grubuyla takılmaktadır.

 

Diğer yanda Gloria, okulda çok başarılıdır ve annesini memnun etmek için görevlendirilmediği işleri bile yapmaktadır. Maria, Juan’a kızgındır, Gloria ile gurur duyar. Maria, her iki çocuğunun da yararsız şeylere saplanabileceğinden; özellikle Juan için çok endişelenmektedir.

 

Ailenin Kavramlaştırılması: Psikodinamik Görüş

 

            Bu aile, bilinçaltı düzeyde, bütünleyici olmayan roller üstlenmiş gibi görünüyor. Maria ve Gloria kadın kahraman rolündeyken, Juan isyankardır. Tüm görünen davranışlarının altında,  hayata ve babalarına karşı kızgınlık duyguları yatmaktadır.  Juan aileyi tedaviye getirmek için günahkeçisi rolünü oynuyor. Ailenin tüm üyeleri, ailenin diğer üyeleriyle ya da bir grupla bazı sosyal etkileşimler araştırıyor. Gloria tarafından kullanılan savunma mekanizmaları da mevcuttur.                                                                                                     

 

                                                                                                                                                                                                                                                   

Tedavi Süreci: Psikodinamik Aile Terapisi

 

            Aileye yardım etmek için, psikodinamik bir terapist ailenin tüm üyelerini tedaviye dahil etmeye gerek duymaz. Halbuki aileyi iyice anlamak için tüm üyeleri tedaviye dahil etmek yararlı olacaktır. Aileyle görüştükten sonra, terapist öncelikle ailenin geçmişini öğrenmeli, ardından boşanma konusuna geçmelidir. Terapist ailenin tarihçesini ele alırken, aile üyeleri tarafından dile getirilen benzerlikleri, tutarsızlıkları gözlemeli ve gereken olaylar, diğer insanlar ve dönemlerle bağlantılı duygulara dikkat etmelidir. Bu noktadan sonra terapistin birçok seçeneği olacaktır. Öncelikle, terapist aile üyelerini transferansa bağlamayı ve birbirleri hakkındaki duygularını açığa çıkarmalarını sağlamayı deneyebilir. Bu süreçte katarsiz durumu ortaya çıkabilir.

 

İkinci olarak terapist, aile üyelerini mevcut davranışları ve birbirlerinden bekledikleri davranışlarıyla yüzleştirmek için fırsatlar arayabilir. Yüzleştirmenin bu şekli özellikle Juan’ın saldırgan davranışları açısından yararlı olabilir. Terapistin “Juan, senin gerçekten annene ve kız kardeşine yakın olmak istediğini görüyorum. Ama hala, onlara sövüyor ve onlardan uzak duruyorsun. Sana yardım etmem için ne yaptığını anlamama yardım et.” demesiyle bir yüzleştirme başlatılabilir.

 

            Terapist için bir üçüncü seçenek de mevcut krizlerle ilişkili kültürün, aileye özgü/kişisel örüntülerin dikkate alınmasıdır. Psikodinamik terapi, kültürel özellikli değildir; ama terapistin aileyi kültürel altyapısı ışığında ele alması daha yararlı olabilir.

 

            Dördüncü bir seçenek de, tedavi sürecinde ortaya çıkan bilinçaltı’dır. Psikodimanik yönelimli aile terapistinin, aileye yardımcı olmak için, aile üyeleriyle kişiler arası ilişkileri çalışmasının iyi olduğu kadar, kişilerin kendi derinliklerini tanımalarını sağlaması da o kadar iyidir. Bilinçaltı materyal, rüya analiziyle ya da hafızayla ilgilenerek ele alınabilir ya da su yüzüne çıkarılabilir. Bilinçaltı görünümlerini ele alma fikri, aile üyelerinin kendileri ve diğerleri hakkında içgörü kazanmalarını sağlayacaktır. Sonradan bu bilgileri, davranışlarını değiştirmek için kullanabilirler.

 

            Genel olarak psikodinamik bir terapistin ailelerle çalışması; tanımlamak, bireysellikten yararlanmak ve aile biriminin gücü içindir. Terapötik süreç içinde, aile yaşantısının bilinçaltı görünümlerinin üyeleri ayıracağı ve böylece çözüme kavuşulacağı umulur.

Bowen Aile Terapisi

           

            Bowen aile terapisi, ilk olmanın üstünlüğüne sahiptir. Ailelerle çalışmayı, sistemli bir şekilde temel almıştır. Bu, tarihsel olarak sezinlenen bir şeydir ve zaman zaman kuşaktan kuşağa aktarılan aile terapisi (transgenerational family therapy) anlamına gelir. Ailenin tarihçesine olan vurgusuna rağmen, aynı zamanda şimdiki zamanla da ilgilenir.

 

Önemli Teorisyenler

 

            Murray Bowen and Michael Kerr, Bowen aile terapisinin öncü mimarları ve savunucularıdır. Bu yaklaşımın kurucusu Murray Bowen’dır. Bowen, aile terapisinin farklı bir kuramının sonuçlarından ortaya çıkan fikirleri formule etmiştir. Kuram ve kuramın teknikleri, McGoldrick, Gerson, Shellenberger ve Friedman gibi yazarlar tarafından popülerlik kazanmıştır.

 

Murray Bowen

 

Beş çocuğun en büyüğü olan Bowen (1913-1990), ailesinin birkaç kuşağının da yaşadığı Pennsylvania’nın küçük bir kasabasında doğmuştur. Büyüdükten sonra ailesinden uzağa taşınmış ve her zaman ailesi ile arasındaki biçimsel bir uzaklığı korumuştur.

 

Bowen, Ackerman gibi Menninger Kliniği’nde psikiyatrist olarak çalışırken ailelerle çalışmaya ilgi duymuştur. Çalışmalarında, ebeveyn ve çocuk (hasta) arasında gelişen “karşılıklı şiddetli bağın (mother-patient symbiosis)” onların birbirlerinden farklılaşmalarına / ayrılmalarına izin vermediği görüşü üzerinde durmuştur.

 

Şizofren çocukları olan ailelerin dinamikleri üzerine çalışmış ve bu ailelerin tüm üyelerini tedavi etmek için pilot çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar sırasında, şizofrenili ailelerde sergilenen davranışların, işlevsel olmayan ailelerin semptomları ile aynı olduğunu görmüştür.

 

Bowen aile terapisi, psikoanalitik prensip ve pratiklerden çıkmıştır ve “Kuşaklar Arası Aile Terapisi (Multi/Trans/Intergenerational Family Therapy)” olarak da anılmaktadır.

 

Bowen’a göre, terapi ve kuram aynı fabrikanın ürünleridir ve birbirlerinden ayrılamazlar. Bowen’ın terapötik uygulaması, sağlam bir kuramsal temel üzerine inşa edilmiştir ve uygulamalar teorik temelle tutarlıdır.

 

Teorinin Öncülleri

 

            Bowen’a göre terapi ve kuram aynı yapının bölümleri gibidirler ve birbirlerine kötü hizmette bulunmadıkça birbirlerinden ayrılamazlar. Bowen, kendinin bir terapist olarak düşünülmesini tercih etmiştir. Kendini, aileyi “zaman içinde tam olarak anlaşılabilen ancak üyeler arasındaki süreçleri tahmin edilebilen bir doğal sistem” olarak kavramsallaştıran tek kişi olarak görmüştür. Bowen, evrensel gerçeklerin araştırmasındaki bir bilim adamıydı. Bowen kuramı, diğer teoriler ikiye bölünürken, devamlı olarak süreklilik kazanmaya çalışmıştır. (doğa/beslenme, kadın/erkek, fiziksel hastalık/psikolojik hastalık) gibi. Bununla beraber, Bowen’ın kuram ve terapi arasında devamlılık ve bağlantı hakkındaki yazıları karmaşık ve dolambaçlı doğası bakımından eleştirilmiştir.

 

            Bowen, kendi geçmişindeki olaylardan, özellikle ailesiyle olan zorluklar sebebiyle etkilenmiştir. Bu nedenle, kuramı üzerinde kendi kişisel durumunun büyük etkisi olmuştur. Temel olarak Bowen, bireyselliği ele alarak ve geçmiş kuşaklardan gelen örüntüleri düzenleyerek kuramını ifade etmiştir. Kişiler arası ilişkilerdeki tekrarlanan belli davranışlar, özellikle aile üyeleri duygusal olarak birbirlerinden kopmuşlarsa yaşanır. Bowen, ailenin duygusal sistemi ile ilgilenmiştir.

 

            Bowen aile terapisinin anahtar öğesi; “hayatınızın tamamında kronik bir kaygı varsa, bu hayat biçiminizin toprağından geliyordur.”  Bu kaygı hem fiziksel hem de duygusaldır. Bazı bireyler, ailelerindeki önceki kuşaklardan aktarım olması bakımından, bu kaygıdan diğerlerinden çok daha fazla etkilenir.

 

            Eğer kaygı kalıntıları az ise, insanlar ve aileler için de problemler daha az olacaktır. Benzer vakalarda, aile duygu sistemi rahatsız edilmemiştir. Buna rağmen, kaygının ortasında bazı beklenen örüntüler ortaya çıkabilir.

 

            Aileler ve toplumdaki kronik kaygı ve duygusal süreçleri belirlemek için, Bowen 8 temel kavramdan bahsetmiştir. Terapist bu kavramları anlamaya çalışırken, aileyi de anlar ve başarılı şekilde tedavi eder.  Bu temel kavramlar:

 

  1. Farklılaşma (Differentiation)
  2. Duygusal Sistem (Emotional System)
  3. Kuşaklar Arası Aktarma Süreci (multigenerational transmission process)
  4. Çekirdek ailenin duygusal sistemi (nuclear family emotional system)

5.      Ailenin Yansıtma Süreci (Family Projection Process)

6.      Üçgenler (Triangles)

7.      Kardeş Konumu (Sibling Position)

8.      Toplumsal Gerileme (Societal Regression)

 

            Farklılaşma (Differentiation), insanların benliklerinin intrapsişik ve kişiler arası boyutlarını dengelemelerinin yanında, ailelerinin kökeninin duygusal ve entelektüel düzeylerinin farkına varmalarını gerektirir. Dengelenen iki kuvvet vardır: birliktelik ve bireysellik. Bowen, birçok insanın 25 yaşına kadar gerçek bir farklılaşmaya erişemediğini varsaymıştır. Ne olursa olsun, farklılaşma düzeyi, bir yanda özerklik (autonomy)’nin (açık bir şekilde bir durumu düşünüp sonuç çıkarma yeteneği) ve diğer yanda da farklılaşmama’ nın (undifferentiated) (aile üyelerine karşı duygusal bağımlılık) olduğu devamlı ve aralıksız bir bütün üstündedir. Bu ilişki, birleşmiş (fused) olarak ya da farklılaşamamış aile ego yığını (undifferentiated family ego mass) olarak tanımlanır.

 

            Teorik olarak, en az dört faktörün bir insanın farklılaşma düzeyinde etkisi vardır: duygusal tepkisizlik, duygusal kesinti, diğerleriyle kaynaşma ve “Ben Pozisyonu” nu alma yeteneği. Bu, ailelerin ve bireylerin farklılaşma süreci içindedir.

 

            Birleşmiş bir durum içinde, aile üyeleri blumia gibi işlevsel olmayan davranışlar sergileyebilirler. Bu vakalarda, aile terapistleri aile üyelerine (genellikle genç anneler) öz farklılaşmalarının derecesini arttırarak yardımcı olmayı deneyebilirler. Kendine güven/iddiacılık eğitimi, daha sağlıklı aile sınırları kurma, bilişsel iletişim becerilerini geliştirme ve stresle yeni baş etme yöntemleri bulma gibi yöntemler kullanılabilir.

 

            Stresle baş etmenin strateji ve örüntüleri, kuşaklar arası aktarma süreci (multigenerational transmission process) olarak bilinen, bir nesilden diğerine geçmiş olmaya yöneliktir. Sorun yaşayan aileler, birkaç nesilce paylaşılan ve taşınan belirtilerin güçlüklerine sahiptir. Bowen, evli insanların partnerlerini kendi farklılaşma düzeylerine göre seçme eğiliminde olduklarını kuramlaştırdı. Bowen’ın bu hipotezi, birkaç çalışma sonucunda ulaşılan “Evlilik kalitesi ve farklılaşma arasındaki güçlü, pozitif ilişki” bilgisiyle de desteklendi. Bu bağlantılar da, çekirdek aile duygusal sistemi’ni (nuclear family emotional system) geliştirdi.

 

            Kimlik yapıları yüksek düzeyde eşit olan çiftler, net bir bireysellik kurmak ve korumakta ve aynı zamanda yoğun, olgun, tehditkar olmayan duygusal bir yakınlık yaşamakta yeterlidirler. Araştırmalar, daha az tepkisel olan, birleşmiş ya da kesintileri olan ya da “Ben Pozisyonu”ndaki çiftlerin mükemmel düzeyde doyum yaşadıklarını gösteriyor. Böyle bir durum, özellikle erkek partner duygusal olarak değişmeden kalabilirse gerçek olur. Diğer yanda, farklılaşma seviyeleri düşük seviyede eşit olan çiftler, yakınlık kurmakta güçlük yaşarlar. Çünkü onlar sadece sözde benlik (pseudoselves) geliştirmişlerdir. Sözde benlikler durumlara göre değişir.

 

 

                          

 

 

 

Çiftler kendileri gibi aynı farklılaşma düzeyinde döl üretmeye yöneliktir. Bowen bu süreci, aile yansıtma (family projection) olarak tanımlamıştır.

 

            Kendilerini kaygıdan kurtarmak isteyen düşük düzeyde farklılaşmış çiftler, birbirlerine karşı duygusal mesafelerini korurlar. Mesafe korunamadığında ve kaygı daha da arttığında, şu dördünden biri açıkça görülür: evliliğe ait çatışma, çiftlerin birinde fiziksel ya da duygusal hastalık, sorunların çocuklara yansıtılması ve bu üçünün kombinasyonu.

 

            Bowen aile terapistleri, ailelerle çalışırken üçgen (triangle) arar. Üçgenler, insanlar arasında ya da insanlar ve nesneler arasında meydana gelebilir. Üçgen, duygusal sistemin temel parçası ve ilişki sisteminin de en küçük sabit yapısıdır. Bazı üçgenler sağlıklıdır, bazıları değildir. İkincisinde, üçgenler sıklıkla, iki kişi arasındaki gerilimin bir objeye yansımasındaki kaygı ile baş ederken görülür. Orijinal üçgen, çocuk ve ebeveyn arasındadır. Stres yaratan durumlarda, kaygı aile içindeki merkezi bir üçgenden, iş ve toplumsal sistemler gibi aile dışındaki üçgenlere yayılabilir.

 

            Verilen bu bilgilerle Bowen aile terapistlerinin neden insanlara, özellikle de çiftlere bu üçgenlerin bozulması (detriangulate) durumunda yardım etmek için çalıştıkları anlaşılabilir. Bunu, düşünceler hakkında sorular sorarak ve kuşaklar arası genongram (multigenerational genogram) adı verilen aile ağacı modelini yapısallaştırarak yapmaktadırlar. Üyelere, soy ağaçlarını öğrenmeleri için ailelerini ziyaret etmelerini gerektiren ev ödevleri verilir. Ayrıca Bowen terapistleri, kardeş sıralamasıyla (konumuyla) da ilgilenir. İnsanlar, aile içindeki doğum sırasına göre karmaşık kişilik özellikleri geliştirebilir. Daha açık şekilde, bir evlilik, çiftin aile içindeki kardeş sıralamasını kopyalar. Eğer en küçük erkek çocuk, en büyük kız çocukla evlenmişse, her ikisi de düzen elde etmek ister; çünkü en küçük erkek çocuk her zaman ilgilenilmekten keyif almıştır ve en büyük kız çocuk da biriyle ilgilenmekten.

                                                                                                                           

            Söz edilen süreçleri gözden geçirerek, aile üyeleri içgörü kazanır ve geçmişi anlar ve şimdiki zamanda nasıl davranacaklarını seçerler. Benzer olarak, Bowen aile terapistleri üyelere, toplumun nasıl davrandığı konusunda bir bakış açısı elde etmeleri için rehberlik eder. Eğer bir toplum çok fazla stres altındaysa, çok fazla zehirleyici gücün farklılaşma eğilimini yok etmesi sebebiyle toplumsal gerileme (societal regression) meydana gelir.

 

 

Tedavi Teknikleri

 

Bowen aile terapistleri, farklılaşmanın arttırılması üzerine odaklanırlar. Bu yaklaşım, uygun zamanda uygun teknikler tarafından kullanılması gerektiğini savunduğu için, teknik yönelimli değildir. Bununla beraber, teknikler arasından en çok kullanılanları genogramlar, eve geri dönüş, detriangulation, kişiler arası ilişkiler, benlik farklılaşması ve soru sorma’dır.

 

Genogramlar

 

            Bir genogram, bir kişinin soy ağacının geometrik şekiller, çizgiler ve kelimeler ile resmedildiği görsel bir sunumdur. Genogramlar, bir ailenin en azından üç kuşağını ve üyelerinin birbirleriyle akrabalıklarını içerir. İnsanlara bilgi, hipotez ve günümüze ait olaylar ve tarihsel içerikteki bağlantılı değişimleri bir araya getirmelerinde yardımcı olur. Bu basit genogram sayesinde psikolojik danışmanlar ve danışanlar ailenin kompozisyonunu, yaş, cinsiyet, etnik köken, doğum tarihleri, evlilikler, boşanmalar, ölümler ve diğer önemli aile olaylarını aynı zamanda görebilirler.

 

            Genogram yapmanın somutluğu, aile terapistlerinin kısa sürede çok fazla bilgiyi aynı anda görmelerini sağlar. Ayrıca genogramlar, karşılıklı güven ve hoşgörüyü arttırabilir. Bowen aile terapisi, insanlara soy ağaçlarındaki örüntüleri ve yeniden kazanımları aramak için soy ağaçlarında daha gerilere ve yukarılara gitmelerini önerir.  Bu süreç, değişimi, duygusal tepkisizlikten açık bilişlere ilerletir.

 

            Genogramdaki bilgiler;

1. tekrarlanan örüntülerin (örn.,üçgenler, duygusal yoksunluk vb.)

2. olayların tarihlerinin rastlantısallığının (semptomların kişilerde ortaya çıkış yaşı,   ölümler vb.)

3. yaşam döngüsündeki beklenmeyen olayların (evlilik, ölüm, doğum vb.) görülmesini sağlar.

           

            Çağdaş klinisyenler, genogramları diğer yaklaşımlarla kombine etmektedir. Şimdilerde uygulayıcılar, genogramları, alkolizmi tedavi etmek için, evlilik öncesi çiftlerle, yaşlı danışanlarla, çocuk ve ergenlerle çalışmak için,mesleki danışmanlıkta değerler ve etkilerin kaynaklarını açığa çıkarmak için kullanıyor.

Eve Tekrar Dönüş (Going Home Again)

 

            Terapist, bireyden ya da aile bireylerinden, aile kökleri hakkında daha çok şey öğrenmeleri için eve geri dönmelerini ister. Bu bilgilerle birey, daha açık bir şekilde farklılaşabilir. Süreç, kişinin aile bağlamı içerisindeki yerini incelemesine izin verir. Eve dönmeden önce, danışanlar nasıl rahatlayacaklarını öğrenmek için pratik yapmaya ihtiyaç duyabilirler.

 

Üçgenin Bozulması (Detriangulation)

 

            Bu kavram, ilişki içinde olmak ve duygusal olarak ayrılabilmeyi ifade eder. En az iki aşamada gerçekleşir:

1. Birey, ailedeki olaylar üzerinden yaşadığı kaygıları çözer ve duygularını diğer üyelere yansıtmaz.

2. Terapist, ailede kaygı ve gerilim yükseldiğinde, bireylerin bu gerilimin odağında bulunmaktan kendilerini kurtarmalarına yardımcı olur. Bireyler, kaygıyla baş etmeye çalışan diğer bireylerin suçunu üstlenen kişiler ya da hedefler olmazlar. Genellikle, üçgenin üçüncü parçası olan birey,  duygusal stres anında olayların içine girmezse diğer iki kişinin dikkatini üzerine çekmez. Her iki aşamada da bireyler ve aileler kaygılarını dile getirmede ve yeni davranış biçimlerini denemede özgürdürler.

 

Kişiler Arası İlişkiler (person to person relationship)

 

            Kişiler arası ilişkiler de, 2 aile üyesi birbirleri hakkında konuşurlarken, kendilerine ait olmayan sorunlar yada üçüncü kişilerden bahsetmezler.

            Örneğin; baba oğluna “hareketlerin bana senin yaşındaki halimi hatırlatıyor” dediğinde oğlu da buna karşılık olarak “seninle ve çocukluğunla ilgili çok şey bilmiyorum, benim yaşımdayken neler yaptığını ve nasıl hissettiğini bana anlat” diyebilir. Bu süreç bireyselleşme ve samimiyeti arttırmaya yardımcı olur.

 

Benlik Farklılaşması (differentiation of self)

 

            Benlik farklılaşması; mantıklı ve duygusal benliklerini ayırabilmiş bireyler tarafından erişilen olgunluk düzeyi olarak tanımlanır.

Kişi kendi öznel duyguları ve daha objektif zihinsel süreçleri arasında ayrım yapabildiği derecede “benlik farklılaşmasını” sağlar.

 

            Bu işlem aile üyeleri ve terapist arasında bir çok yüzleştirmeyle birlikte önceki tekniklerin tümünü gerektirebilir. Bu farlılaşmadaki başarısızlık “birleşme” (fusion) ile sonuçlanır. Bu durumdaki bireyler kendi otomatik duygusal sistemleriyle yönetilir, daha az esnekliğe ve uyuma sahip olur ve etrafındakilere duygusal yönden daha bağlı olurlar. Kendileri ve diğerleri hakkında açık ve net bir hisleri yoktur. İlişkilerdeki özerklikten rahatsız olurlar, kendi kendilerini yönetmek konusunda tedirgindirler, diğerleri ile psikolojik olarak birleşmeyi ister ve görüşler arasındaki farklılıkları daha zor tolere ederler.

 

            Yakın ilişkilerde bunalmaktan korkarlar, kontrollü ve terkedilmiştirler. Aile üyeleri bazen bir ayrımı denemek için birbirlerinden aşırı uzak mesafelere taşınır ya da ilişkilerini keserler. Hiçbir strateji işlemez.

 

            Ne yazık ki kendi aile kökü içindeki duygusal sorunları çözemeyen bireyler, çoğu zaman buna benzer sorunları eşleri üzerine atar ve bu da evlilikle ilgili sıkıntılarla sonuçlanır. Nesiller boyunca, ailelerinde birleşme yaşanan çocukların benlik ayrımı daha düşük seviyelerde olmuştur.

 

Soru Sorma (asking questions)

 

            Bowen’ın aile terapisindeki her bir teknikte temel teşkil eden durum soru sormaktır. Bu açıdan soru sormak sihirli mermi “magic bullet” farz edilir ve Bowen terapistlerinin ana aracıdır. Doğum, evlilik gibi kritik yaşam olayları aileler üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Örneğin; aile üyelerinden birinin ölümü ailenin dengesini bozar ve sonucunda duygusal şok dalgaları beklenebilir. Bowen’ ın aile terapisiyle ilgili bireyler sorular sorarak, aile üyelerinin tepkilerini daha iyi anlamayı öğrenir.

 

Terapistin Rolü (role of the therapist)

 

            Bowen’ ın modelinde terapistin ayrımı çok önemlidir. Terapistler sakin görünümünü sürdürmeli ve kendi aile köklerinden farklılaşmalıdırlar. Yani aile kökleri ile ilgili sorunları ve kaygılarını çözmelidirler. 

Terapistin davranışsal özelliklerini ortaya koyması için nesnellik ve tarafsızlık da oldukça önemlidir. Terapist, ailelerle çalışabilmek için ilk önce duygusal değişime maruz kalmalıdır. Eğer aile terapisti bahsedilen duygusal değişimlere önceden maruz kalmamışsa, çalıştıkları bireyler de sağlıklı değişmeleri geçirmeyecektir. Bu açıdan terapist antrenör rolündedir.

 

Terapistler cesaretlendirici ve öğretici olmalıdır. Danışanlarını duygusallıktan haz almak konusunda cesaretlendirerek, farlılaşmalarına yardım ederek, kendi denetimlerini sağlamayı öğretir. Bunu, sokratik sorgulamalar yaparak gerçekleştirir ve danışanları kendi kendine düşünmeyi öğrenene kadar sürdürür. Ailede soruna yol açan etmenlerin nelerden kaynaklandığını bulmak ve bu stresle nasıl baş ettiklerini görmek konusunda danışanlarına yardım eder.

 

SÜREÇ VE SONUÇ

 

            Bowen’ın bakış açısından ailelerle başarılı tedavinin birincil sonuçlarından biri, aile üyelerinin nesiller arası örüntüleri anlayarak, şuan ki etkileşim yollarını engelleyen tarihsel durumları hakkında iç görü kazanmalarıdır. Ayrıca ailede şuanda işlemekte olan nesiller arası çıkarsamaların değişimine odaklanmaları da beklenir. Terapistler aile üyelerini birbirlerinden farklılaştırmaya, etkileşimlerinde akıcı ve daha çeşitli olmaya yardım ettiklerinde, bu gibi değişimler meydana gelir. Tedavi sonunda bilinçdışı ilişki örüntüleri ve birleşmeyle ilgili sorunlar halledilmelidir. Bireyler bağımsız ve bilişsel düzeyleriyle bağlantılı olabilmeli ve yansıtılan suçlama örüntüleri değişebilmelidir. Çekirdek aile üyeleri arasında daha büyük benlik farlılaşması olmalıdır.

 

            Bowen’ ın aile terapisinde, asıl odaklanılan konu ve değişimin vurgulandığı yer birey ve eştir. Bu yaklaşımda her ne kadar sistem vurgulansa da, genellikle tüm aile görülmez, bunun yerine tedavinin hedefi çoğu kez bireylerdir. Oturumlara gelen kişi sayısına bakılmaksızın ailedeki tüm fertleri içeren “aile” teriminin içinde düşünülen teorik sistem, terapötik metodlarla birlikte aile sisteminin gelişmesine yönelik çalışır. Bu nedenle bir kişinin değişimi, aileyi daha iyi olmak yönünde doğrudan etkileyebilir.

 

            Farlı iki aileden gelen ve kendi ailelerinin ego kitlesi içinde kaybolmuş eşler, aile terapisinde takım halinde çalışırlarsa, aile içinde en hızlı değişimi gerçekleştirebilirler. Eşler nispeten daha bilinçli olduğu zaman aile işlevselliğini yoluna koyabilir, bununla birlikte bu süreçte, terapist, şuanda var olan tüm aile üyeleri ile birlikte, var olan aile üyelerinin tüm kombinasyonlarıyla veya sadece var olan tek aile üyesi ile çalışabilir.

 

BOWEN’IN AİLE TERAPİSİ YAKLAŞIMININ ÖNCÜLLERİ

(Unique Aspects Of Bowen Family Therapy)

 

Vurgular (Emphases):

 

            Bowen aile teorisi, aile hikâyesi ve kişiler arası ilişkilerde tekrarlanan bu davranışlardan kaçınmaya karşı, geçmişteki örüntülerle başa çıkmanın ve bu örüntülere dikkati vermenin önemini vurgular. Tarihsel bağlantının taslağını çıkarmada genogram kullanmak bu amaç için geliştirilen bir araçtır. Genogram teoristler tarafından, aileler hakkında yaptıkları değerlendirmeler konusunda, danışanlarını ikna etmek için kullanılır.

 

            Bowen’ın teori ve terapisi kapsamlı, kompleks ve birbirini saran bir yapıya sahiptir. Teori, terapi yani uygulama için bir taslıktır. Bu nedenle terapi, teoriden ayrılmaz ve onunla oluşur. Aile terapistleri, Bowen’ ın yaklaşımının bu iki bakış açısının birbirine geçmesini Bowen’ a borçludur. Ayrıca Bowen, ailelerle çalışma alanını önermede detaylıdır. Bowen metodunun eğitilen uygulayıcıları için kurulan Washington’da ki Georgetown Aile Merkezi, Bowen yaklaşımının öğretilmesi, kullanılması ve tavsiye edilmesinin devam etmesini sağlama alır.

 

            Bowen aile terapisi; kendi doğasında sitematik, kontrol odaklı, uygulamada bilişseldir ve bu suretle klinisyen ve danışanlarına somut değerlendirme süreci için bir yol verir. Diğer sistemli aile yaklaşımlarından farklı olarak, Bowen aile terapisi eşler ve bireylerle kapsamlı bir şekilde kullanılabilir ve aile sistemleri bakış açısından bireysel işlevselliği anlatan en kapsamlı teoridir.

 

 Diğer Teorilerle Karşılaştırma

 

            Bowen aile terapisi iyi kurulmuş ve kendi kendine öğrenime dayalı olan deneysel bir yaklaşımdır. Yaklaşımın önemle vurgulanan pratik doğası, kuramı çekici hale getirmiştir. Deneysel araştırmalar, kuramı teorik yönde birçok açıdan destekler. Tümüyle desteklenmeme-sinin sebebi ise kuramın, feministler tarafından çok fazla erkeklere ve politik konuşmaya yönelik bulunmasıdır. Her ne kadar ölçme araştırmaları eksik olsa da, teori evrensel olduğunu iddia eder. Bu bakış açısına göre Bowen’ ın hipotezi ve kanıtları, farklılaşmanın kültürler arası düzeyde ele alınabilen bir kavram olduğuna dikkat çeker.

 

Bowen, bireyin şuan ki yaşam döngüsündeki sıkıntılarla başa çıkmaktan çok, geçmiş hikâyesi üzerinde durur ve bunların şuana etkisini vurgular. Bu da eyleme geçmeden önce bireylerin içgörüsünü arttırır.

 

Ayrıca kuramın altında yatan kendi paradigmalarının var olması kuramı tek yapar.

 

Son olarak bu terapi zaman ve dolayısıyla para gerektirir. Bir çok insan bu sürece gereken yatırımı yapamaz. Psikodinamik odaklı terapiler gibi bir çok insanın bu kuramdan faydalanması kısıtlıdır.

 

VAKA ANALİZİ / COBB Ailesi

 

Ailenin Geçmişi (Family Background):

 

Cobb ailesi 3 nesilden oluşan bir ailedir. Baba David 45, anne Juanita 42, çocuk James 16, kız çocuk Anita 12, annenin soyundan gelen büyük anne Lily 65. David ve Juanita 20 yıldır evliler.

 

DAVİD

JUANİTA

Temizleyici tedarik eden bir şirkette satış elemanı olarak çalışıyor.

Tek çocuk

Orta sınıftan geliyor

Annesi samimi, fakat sürekli zıtlaşan bir ilişkileri vardı.

Babası gibi duygusal olarak çekilmiş biridir

Babası boşandı (Juanita 13 yaşındayken)

(evliliklerinin 20 yılından sonra)

Sürekli işiyle meşguldür

Babası John çiftçi ve 3 yıl önce kalp krizinden öldü.

Babasının yüksek tansiyonu var

John’un ölümünden sonra Lily Juanitayla yaşamaya başladı.

Annesi Lily oldukça sağlık

Juanita, annesiyle Lily ile birlikte çocuklara ve eve bakıyor.

Ablası Daisy (David den 3 yaş büyük)

 

Baba Dan 70 yaşında, emekli bankacı

 

Annesi Ruth 68 yaşında bir ev kadınıdır

 

Ebeveynleri yakın mesafedeki bir kasabada yaşıyorlar

 

 

Cobb ailesindeki problem için James’in etrafındaki yardım merkezleri arandı. Bu yardım ile, akademik ve sosyal olarak işlerinin yolunda gitmesi beklendiği halde, James tüm derslerinden başarısız oluyor, gece geç saatlere kadar dışarıda kalıyor. Bir defasında serserilikten tutuklanmış. David ve Juanita, James’in alkol ve uyuşturucu kullanıyor olabileceğinden şüpheleniyor. Son 2 haftadır Juanita’ nın cüzdanındaki paralar çalınıyor. Lily, James ile olan ilişkisini sınırlayarak tepkisini koymuş; Anita ise mümkün olduğunca James’i görmezden gelmektedir. Anita iyi bir öğrenci olmasına rağmen annesi ile çatışmalı bir ilişkileri vardır.

 

Ailenin Kavramlaştırılması

 

            Bowen bakış açıcından Cobb ailesinin dikkate alındığı noktalardan biri nesiller arasında anne-kız arasında tekrarlayıcı çatışma örüntüleri varlığıdır. Bir diğer nokta; erkekler duygusal olarak diğer aile üyelerinden çekilme eğilimine sahiptirler. Ayrıca James, Juanita 13 yaşındayken 20 yıllık evliliği biten büyük anne Lily’ nin eski aşkı ile aynı isme sahip. Bu tesadüften fazla gibi görünüyor ve Juanita’ nın 20 yıllık evliliği boyunca diğer James ailenin yaşamında karışıklık yaratmış gibi görünüyor.

 

Tedavi Süreci

 

            Bowen bakış açısından herhangi bir aile hem bireyi hem de eşleri içerir. Cobb örneğinde terapist genogram yaparken evlilikle ilgili birimlere yardım edebilir. Genogram bahsedilen örüntüleri anlatmak için terapist ve aile tarafından önceden gözden geçirilir.

            Ailenin yaşam örüntülerinin analizinden sonra, terapist eşlerle “bozulan üçlemeleri” (detriangulation) içeren sorunlara odaklanır. Örneğin, Lily Juanita ve James arasındaki üçleme işlevsiz bir yolla çalışmaktadır. Aynı şekilde Dan ve Davidle ilgili söylendiği üzere duygusal parçalanma sorunları yöneltilir. Ailedeki ilgi eksikliği çocukla ilgili sorunlar yaratır. James’ in şuan ki isyankâr davranışları da hemen hemen bununla ilgilidir. Bu nedenle özellikle aile kökenindeki önceki örüntülerle ilgili olarak, çocukla ilgili beceriler ve ebeveyn-çocuk ilişkisinde etkileşim yolları vurgulanabilir.

 

            Mevcut problemlerin baş gösterdiği Cobb ailesine yardım etmekte, terapist, çift kaynağa dayanan kişiler arası konuşmalarla ilgilenebilir. Buna, David ve Juanita’ nın kendi evlilikleri hakkında birbirleriyle konuşmasıyla başlayabilir.

 

            Diğer kişiler arası ilişkiler, (James ve Juanitayla veya Lily ve Juanitayla) tedavi oturumlarının haricinde birbirleriyle konuşarak yürütülebilir. Bu değişimlerde sorunlara dayalı bilişsel sorgulamalar cesaretlendirici olacaktır, özellikle Lily’ nin olayındaki gibi önce konular hakkında tartışmamak gerekir.

 

            Bu prosedürlerin arasında, daha az suçlayıcı, daha az çatışmacı veya daha az asosyal olan yeni davranışlar ile aile bağlanmaya başlayabilir. İlişkiler arasındaki uygun yollar, farklılaşma pozisyonunda aile üyeleriyle olan ilişkilerle, duygu içerisinde kurulabilir.

 

 

 

 

 

           

 

           

           

           

           

 

        

                                   

 

Herşeyin bir güzelliği var, herkes göremese de...  
  PSİKOLOJİK DANIŞMAN
AHMET VURAL
 
HAFTALIK PROGRAM  
  Hangimiz bir gün yataktan kalkıp da daha akıllı olduğumuzu görmek istemeyiz ki? Bu dilek her ne kadar ütopik olarak görülse de bir bilim adamının yöntemi, 1 hafta gibi kısa bir sürede, zekayı yüzde 40 oranında artırmanın mümkün olduğunu ortaya koydu. Beynin herhangi bir kas gibi olduğunu ve egzersizlerle güçlenebileceğini öne süren İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nin Biyomedikal Bölümü’nden Prof. Mark Lythgoes’in 1 hafta süren programı BBC’de yayınlandı. Programa katılan 100 kişinin IQ’larında, yüzde 40 oranına varan artış görüldü. Bu artış katılımcıların programa katılmadan önce girdikleri testle, programdan sonra uygulanan test sonuçları karşılaştırılarak elde edildi.

İşte bir haftalık program

Cumartesi: Dişinizi her zaman kullandığını elinizle değil, diğeriyle fırçalayın. Ve gözünüzü kaparatak duş alın.

Pazar: Sabah saatlerinde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın.

Pazartesi: Akşam yemeğinde yağlı balık yiyin. İşe ya yürüyerek ya bisikletle ya da daha önce kullanmadığınız bir araçla gidin.

Salı: Sözlükten bilmediğiniz sözcükleri öğrenin. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın.

Çarşamba: Yoga, Pilates ya da meditasyon derslerine katılın. Daha önce tanımadığınız bir insanla konuşun.

Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız bir yoldan gidin. Televizyondaki ciddi bilgi programlarını izleyin.

Cuma: Alkol ve kafein tüketmekten kaçının. Alışverişe çıkarken listeyi ezberlemeye çalışın.
 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol