PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK
PSİKOTERAPİLER  
  ANA SAYFA
  İletişim
  ERİCH FROMM VE HÜMANİSTİK PSİKANALİZ
  DİNAMİK PSİKOTERAPİ
  KAREN HORNEY VE BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
  AKILCI-DUYGUSAL TERAPİ
  ROGERS ve BİREY MERKEZLİ DANIŞMA YAKLAŞIMI
  GERÇEKLİK TERAPİSİ
  GEŞTALT TERAPİ ( F. PERLS )
  Holistik Tedavi
  VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ
  AYNA TERAPİSİ
  BİBLİO TERAPİ
  BİLİŞSEL PSİKOTERAPİ
  BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ
  Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi
  Bütünleyici Bireysel Terapi ( BBT )
  çözüm odaklı kısa süreli yaklaşım
  EMDR TERAPİ
  ERİCKSONİAN PSİKOTERAPİ
  E-TERAPİ
  Feminist terapi
  FOTOTERAPİ (IŞIK TERAPİSİ)
  Hidro Terapi
  HİLL & O'BRİEN TERAPİSİ
  HÜCUM TERAPİSİ
  JUNG TERAPİ
  LOGOTERAPİ
  Müzik Terapi
  Oyun Terapisi
  Pozitif Psikoterapi
  Sine-Terapi
  ŞEMA TERAPİ
  HİPNO-TERAPİ
  AİLE DANIŞMANLIĞI
  CİNSEL TERAPİ
  ERGENLİK PSİKOLOJİSİ
  LİNK
  ANKSİYETE BOZUKLUKLARI
  nevzat tarhan
  Konuşma ve Dil Terapisi
  ÇOCUK RESMİNİN GELİŞİM AŞAMALARI
  PSİKOTERAPİ TÜRLERİ
  HİPPOTERAPİ
  Yiğidi Öldür Terapi Deme!
  Duanın Psikolojik ve Sosyolojik Faydaları
  PSİKOLOJİK DANIŞMA İLKE VE TEKNİKLERİ
  Ön Görüşme Sürecinin Öğeleri
  TERAPÖTİK İTTİFAK VE İLİŞKİ
  DOĞU HİKAYELERİYLE PSİKOTERAPİ
  empati ve empatiyi iletme
  İLK GÖRÜŞME
  Seçmeci (Eclectic) Yaklaşım
  PSİKOLOJİK DANIŞMANIN SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
  Psikolojik Danışma Süreci
  Psikolojik Danışmada Danışmanın Rolü ve İşlevi
  Psikolojik Danışmanın Amaçları
  psikolojik yardım aşamaları
  kendini tanıma rehberi
  KİŞİLİK TESTİ
  DEPRESYON
  Depresyon Testi
  STRESE DAYANIKLILIK ÖLÇEĞİ
  HAFIZANIZI GÜÇLENDİRMEK İÇİN 8 ADIM
  ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
  NE KADAR PANİKSİNİZ?
  DUYGUSAL ZEKA TESTİ
  Hipnoz ve Depresyon
  Hipnoz ve kötü alışkanlıklar
  Hipnoz, Çözülme ve Travma
  HİPNOZ VE KONVERSİYON BOZUKLUKLARI
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarının Kontrolünde Hipnoz
  ŞİŞMANLIKTA HİPNOTERAPİ
  Yeme Bozuklukları ve hipnoz
  Zeka Geliştirmek İçin 5 Yöntem
  Adleryan Terapi Teknikleri
  KENDİNİZİ DERS ÇALIŞMAYA NASIL KONSANTRE EDEBİLİRSİNİZ?
  BİOENERJİ
  EMPATİ
  Evlilikte Stres Kaynakları
  Stres ve Manevi Yaşam
  Stres ve Sabır
  Stres
  Kendi stresini yönetmede teknikler
  Stres’in Etkileri
  pozitif stres yönetimi
  GRUP PSİKOTERAPİSİNDE DEĞİŞMEYE YOL AÇAN SAĞALTICI FAKTÖRLER
  Grupla Psikolojik Danışma
  ÇOCUKLARDA DÜŞÜNME BECERİLERİ NASIL GELİŞTİRİLİR?
  Zeki çocuklar yetiştirmenin püf noktası
  Bediüzzaman'ın Eğitim Yaklaşımı
  İnsan problemlerine Kur’ân’î çözümler
  Proaktiflik ya da Reaktiflik
  Tûl-i Emel
  Bediüzzaman'a Göre Bilimin Değeri
  Akıl ve Duygular
  Akla Uygunlaştırma
  Aşırı girişkenlik
  Bastırma Mekanizması
  Belirsizlikler İçinde Aranan Güven Duygusu
  Birlik ruhu için şeffafiyet
  Depersonalizasyon
  Duygu Çağı
  En ucuz enerji kaynağı: Tebessüm ve selâm
  Güzelliğin yeniden tanımlanması
  Hayat ve Anlamı
  Hayat yolculuğunda çelişkili duygular
  İç Sesler
  İnancın Sosyolojik Boyutu
  İnsanlık Peygamberlere Muhtaçtır
  Kendini Gözlemleme
  Korkularımız
  Kulluk Psikolojisi
  Mutluluk Öze Dönmekle Olur
  Olayların gerçek boyutu
  Olumlu olmak
  Ölümü Düşünmemek Başını Gaflet Kumuna Sokmaktır
  Savunma Mekanizmaları ve Başaçıkma Şekilleri
  Suçluluk duygusu
  Şefkat
  Varlığın besmelesi olan sevgi
  Varlığın öz enerjisi: Muhabbet
  GESSELL GELİŞİM TESTİ
  Hipnoterapi nasıl uygulanır
  Hipnoz Hastasının Özellikleri
  Hipnotik Seansın Özellikleri
  Hipnoz Nasıl Uygulanır
  Hipnoz Nedir
  Hipnoz Teknikleri
  hipnozda uyulması gereken kurallar
  hipnozun uygulanmaması gereken haller
  Hızlı Hipnoz Tekniği
  Kendi Kendini Hipnoz (Oto-Hipnoz)
  ÖRNEK HİPNOTİK ENDÜKSİYON
  HİPNOZ HAKKINDAKİ MİT (BATIL DÜŞÜNCELER)'LER
  AİLE TERAPİSİ UYGULAMASINDA TEROPÖTİK YAKLAŞIM
  Aile ve Evlilik Terapisinde Amaçlar
  AİLE TERAPİSİ ÖZEL NOTLAR
  aile terapisi uygulama örnekleri
  Aile-Evlilik-İlişki Terapisi Nedir
  Evlilik Problemleri Nasıl Çözülür: 9 Öneri
  PSİKODİNAMİK VE BOWEN AİLE TERAPİLERİ
  YAŞANTISAL AİLE TERAPİSİ
  AİLE İÇİ PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI
  Cinsel Danışma ve Rehberlik - Uygulama
  CİNSEL TERAPİDE EV ÖDEVLERİ
  Cinsel Sorunlarda Hipnoterapi
  Holistik Cinsel Terapi
  CİNSEL PROBLEMLER
  ERGENLERLE İLETİŞİM
  ERGENLİKTE DİN VE AHLAK GELİŞİMİ
  ERGENLİK (PUBERTE) DÖNEMİ FİZYOLOJİK GELİŞİM
  ERGENLİK VE KİMLİK BOCALAMASI
  ERGENLİK DÖNEMİ ARKADAŞ İLİŞKİLERİ
  ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ BİLİŞSEL GELİŞİM
  ERGENLİKTE CİNSEL GELİŞME
  GENÇ KIZ SAĞLIĞI
  ERGENLİKTE DAVRANIM BOZUKLUKLARI
  ERGENLİKTE DUYGUSAL GELİŞİM
  ERGENLİKTE MADDE BAĞIMLILIĞI
  ERGENLİKTE TOPLUMSAL GELİŞİM
  SOSYAL FOBİ
  ÖZGÜL FOBİ-2
  Psikolojik Rapor Yazma
  Gazali'nin Motivasyon Teorisi
  Hz. Muhammedin Evlilik Hayatı Ve Tavsiyeleri
  HİPNOZ
  HİPNOZ TEKNİKLERİ
  BİLİŞSEL-GELİŞİMSEL TERAPİDE HİPNOZUN KULLANIMI
  Hipnoz ve Depresyon-1
  HİPNOZ VE KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR
  HİPNOZ ve Yeme Bozuklukları
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde-üstesinden gelinmesinde –yönetiminde (management) Hipnozun kullanımı
  Hipnoz ve Anıların Çağrımı
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarında Hipnoz
  KONVERSİYON BOZUKLUKLARI
  ŞİŞMANLIKTA HİPNOTERAPİ-1
  Hipnoz, Çözülme ve Travma-1
  Kişilik ve Psikotik Bozukluklar
  HİPNOTİK TELKİNLER İÇİN CÜMLELER KURMA
  Affect Bridge (Hipnoanalitik Yöntem)
  STEIN’İN SIKILMIŞ YUMRUK TEKNİĞİ
  KENDİLİK DEĞERİNİ ARTTIRMA ÖNERİLERİ
  BECK UMUTSUZLUK ÖLÇEĞİ
  BEİER CÜMLE TAMAMLAMA TESTİ
  COOPERSMıTH ÖZSAYGI ENVANTERİ
  CORNEL İNDEX TESTİ
  SCL–90-R
  RATHUS ATILGANLIK ENVANTERİ
  PSİKOLOJİK DANIŞMA--Temel Öğeler
  TERAPÖTİK İLETİŞİM
  KISKANÇLIK
  Risale-i Nur'dan Sosyal Problemlere Reçeteler 1
  Risale-i Nur'dan Sosyal Problemlere Reçeteler 2
  OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUĞU
  PANİK BOZUKLUĞU - PANİK ATAK
  TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
  Alzheimer
Oyun Terapisi

Oyun Terapisi

Senem Yıldız

     İlk çağlardan bugüne kadar oyun, insanların kendilerini dışa vurmak için kullandıkları bir yöntemdir. Oyun her yaştan insanın hayatında önemli yeri olan bir etkinliktir. Çocuklar oynayarak dış dünyayı tanırlar ve onunla baş etmenin yollarını öğrenirler. Özellikle okul öncesi dönemdeki çocuklar için duygu ve düşüncelerin kolaylıkla ifade edilebileceği en uygun dildir. Oyun, çocuğu bir yandan geliştirirken bir yandan da ona haz vererek mutlu eder. Çocuk, oyun sayesinde hayata dair denemeler yapar ve hayal ile gerçek olanı ayırt etmeyi öğrenir. Yaş ilerledikçe oyunların içeriği değişse de işlevi hep aynı kalır. Çocuklar oyunla;

  • ailenin sorumluluğunu almayı
  • dil bilgisini
  • paylaşmayı
  • başkalarına saygı duymayı
  • işbirliğini
  • yaşlılara saygı duymayı
  • çocukları sevmeyi
  • çalışmayı
  • aile ağacını
  • çatışmadan kaçınmayı
  • doğaya saygı duymayı
  • maneviyatı
  • mizahı
  • aileyi
  • ev işleri ile ilgili becerileri
  • çeşitli rolleri
  • alçak gönüllülüğü öğrenirler.

     Nörobilim araştırmalarında, beyindeki pek çok merkezin metaforlara, insanlar arasındaki diğer iletişim biçimlerinden daha çok yanıt verdiği ve metaforların yeni nöral yollar oluşturduğu saptanmıştır. Sembolik/hayali oyun beyni geliştiren yeni deneyimler sağlar. Yaratıcı sanat terapileri de benzer şekilde aynı etkiyi yaratmaktadır.

      Tüm çocuklar sık sık, spontan olarak, sadece eğlence amaçlı, başka hiçbir amaç olmaksızın oynamak için cesaretlendirilmelidir.
     
     Terapötik oyunun amacı ise çocuğun duygusal olarak kendini iyi hissetmesidir. Çocuğun normal fonksiyonlarını yerine getirmesini engelleyen duygusal, davranışsal ve psikolojik problemleri ortada kaldırır. Büyümekte olan küçük bir problemi önleyebilir.

      Oyun terapisi, çeşitli psikolojik teorilere dayanır. Hedef, çocuğa, yeteri kadar sınırın olduğu güvenli bir çevre yaratmaktır. Bu da iyileşmeyi sağlayan önemli bir faktördür. Oyun ve yaratıcılık, dışarıdan gelen uyaranlara farkındalığımızı arttırmaktadır.

      Oyun terapisi, oyunun çocuğun kendisini doğal bir şekilde ifade etmesi olduğu düşüncesine dayanmaktadır. Yönlendirici ve yönlendirici olmayan şeklinde iki ayrı formu vardır. Yönlendirici formunda terapist, rehberlik ve yorumlama sorumluluğunu üstlenir. Bu tarz, yapılandırılmış, yönlendirici ve hedefe yöneliktir. Terapist, sorun olan davranışın yerine, daha olumlu düşünce ve davranışların geliştirilmesini sağlar. Terapinin temel unsurlarından biri ödüllendirmedir. Ödüllendirme çocuğa hangi davranışlarının uygun, hangilerinin de uygun olmadığı yolunda doğrudan mesaj verir. Yönlendirici olmayan formunda ise terapist, yönlendirmeyi ve sorumluluğu çocuğa bırakır. Bu tarz, duygusal zorluklar yaşayan, uyum ve davranış sorunları gösteren veya psikosomatik sorunları olan çocukların doğal oyun ortamında kendilerini ifade etmesi gerçeğine dayanır. Amaç, sorunları olan çocuğun kendi psikolojik dengesinde gerekli değişiklikleri yapabilmesini sağlamaktır. Terapinin, çocuğun kişilik yapısında, dışavurum, içgörü ve gerçeklik değerlendirmesi sağlaması; çocuğun enerjisini olumlu alanlara yönlendirmesi beklenir. Yönlendirici olmayan terapötik çalışmalarda terapistin takip etmesi gereken 8 temel prensip vardır:

  • Terapist, çocukla sıcak, dostane bir ilişki kurmalıdır.
  • Terapist çocuğu olduğu gibi kabul etmelidir.
  • Terapist, çocuğun duygularını ifade edebileceği rahat bir ortam yaratmalıdır.
  • Terapist, çocuğun dışa vurduğu duyguları fark etmeye açık olmalı ve bu duyguları çocuğa davranışları hakkında içgörü kazandıracak şekilde geri yansıtmalıdır.
  • Terapist, çocuğa kendi problemlerini çözebilmesi için fırsat vermeli ve onun bu yeteneğine saygı duymalıdır. Seçimler yapma ve değişme sorumluluğu çocuğa aittir.
  • Terapist, çocuğun eylemlerini ve konuşmalarını herhangi bir şekilde yönlendirmemelidir. Çocuk yolu çizmeli, terapist takip etmelidir.
  • Terapist, terapi sürecini aceleye getirmemelidir. Bu zamanla gelişecek bir süreçtir.
  • Terapist, terapiyi sürdürmek için sadece gerekli olan sınırlamaları koymalı ve çocuğun ilişkideki sorumluluğunun farkına varmasına fırsat tanımalıdır.


     Oyun terapisi, kişilik yapısı teorilerine dayanarak ve her bireyin potansiyelini göz önünde bulundurularak çok iyi bir şekilde formüle edilmelidir. Oyun, çocuk için doğal bir kendini ifade biçimidir ve çocuğa bu yolla gerginlik, hayalkırıklığı, güvensizlik, korku, saldırganlık, çatışma gibi duygularını dışa vurma fırsatı verir. Çocuk, bu duyguları oynayarak onların yüzeye çıkmasını sağlar, onlarla yüzleşir. Onları kontrol etmeyi veya terk etmeyi öğrenir. Duygusal olarak rahatlamayı başardığı zaman, bir birey olarak içindeki gücü gerçekleştirmeye, kendisi için düşünmeye, kendi kararlarını verip psikolojik olarak olgunlaşmaya ve kendini gerçekleştirmeye başlar.

      Terapi odası büyümek, olgunlaşmak için en iyi mekândır. Bu odanın güvenliğinde çocuk en önemli kişidir ve durumun veya kendisinin emrindedir. Kimse ona ne yapması gerektiğini söylemez, kimse onu eleştirmez ve öneride bulunmaz. Çocuk bu odada, kendi özel dünyasında yaşar, kendi kanatlarıyla uçar, kendine bakar, düşüncelerini test eder, kendini tamamen ifade eder ve bu odada her şeyiyle kabul edilir.

      Terapistin kabul edici, anlayışlı ve dostça tutumu çocuğa güven hissi verir. Terapist ise çocuğun hislerine ve oyun sırasındaki sözlü veya sözsüz ifadelerine karşı duyarlı olmalıdır. Çocuğun kendini daha iyi anlayabilmesi için, ifade ettiği duyguları tıpkı bir ayna gibi ona geri yansıtması gerekmektedir. Çocuğa ve yeteneklerine saygı duymalı ve bağımsız bir birey olması için ona fırsat tanımalıdır.

      Problemlerle yüzleşemeyen çocuklar onları çözemezler. Genel olarak oyun terapisi, çocuğun problemlerini anlamak, onun duygularını ve tutumlarını keşfetmek ve çocuğu bunlarla yüzleştirerek çözüm getirmesini sağlamak için geliştirilmiş bir tekniktir. Davranış problemleri, ders çalışma problemleri, konuşma problemleri (kekemelik, bebek konuşması, tekrarlayıcı dil gibi), okuma problemleri gibi birçok alanda çocuklara yardımcı olmaktadır. Ayrıca akademik ve sosyal olarak potansiyellerini gerçekleştiremeyen, uyku bozukluğu ve kabusları olan, okuldan atılma riski olan, travma yaşamış, duygusal, fiziksel veya cinsel tacize uğramış, evlatlık edinilmiş veya terkedilmiş, boşanmış ebeveynlerinden dolayı acı çeken, kaygı, stres veya fobilerden yakınan, herhangi bir kayıp veya yas yaşayan, içe çekilmiş veya sürekli mutsuz olan, hasta, engelli veya otistik, arkadaş edinmede güçlük çeken, yaşıtlarıyla veya kardeşleriyle sıkça kavga eden, başkalarına zorbalık eden veya başkaları tarafından zorbalık edilen, uygunsuz davranışlar sergileyen, oyun oynayamayan çocuklar için kullanılan ideal bir yöntemdir.

      Bireysel terapide uygulanan oyun terapisi, grup terapilerinde de uygulanabilmektedir. Terapiye dahil olan grup deneyimi, gerçekçi ve önemli bir gelişim fırsatıdır. Çünkü çocuk dünyada diğer çocuklarla birlikte yaşamaktadır ve diğerlerinin tepkilerini ölçmek, onların duygularını anlamak zorundadır.

      Oyun terapisini sadece, bu konuda eğitim almış sertifikalı uzmanlar uygulayabilir. Terapist seans boyunca olanları çocuğa uygun bir şekilde yansıtmalıdır. Seanslar bireysel veya grup olarak 30-45 dakika civarında olmalıdır.

Oyun Odası İçin Gerekli Materyaller

      Oyun terapisi odaları, şartlardan dolayı daima özel olarak düzenlenmiş odalar olmayabilirler. Bazı sınıflar veya kullanılmayan odalar bunun için kullanılabilir. Eğer mekân uygunsa ve gereken finansal kaynak mevcutsa özel bir oyun terapisi odası için şunlar önerilebilir: oda mümkünse ses geçirmez olmalıdır; odada sıcak ve soğuk su musluğu bulunan bir lavabo olmalıdır; pencereler kartonlarla kapatılmalıdır; duvarlar ve yerler kolay temizlenebilir bir materyalle kaplanmış olmalıdır; odada ses kaydı yapılabilmesi için bir teçhizat ve çocuğun dikkatini çekmeyecek şekilde düzenlenmiş tek yönlü bir gözlem camı olmalıdır. Bu cam daha çok araştırma amaçlı ve öğrenci terapistler için kullanılmalıdır.

      Oyun materyali olarak bulunması gerekenler şunlardır: biberon, oyuncak aile, eşyalı oyuncak ev, oyuncak askerler ve ordu ekipmanları, oyuncak hayvanlar, oyuncak ev materyalleri, oyuncak masa, sandalye, yatak, tabak, çatal, kaşık, bardak, giysiler, giysi askısı ve giysi sepeti, mum boyalar, parmak boyası, kum, su, oyuncak tabancalar, kağıt bebekler, küçük arabalar, uçaklar, yumruklama askısı, bir masa, bir tahta, kil çalışması ve parmak boyası için emaye masa, oyuncak telefon, raflar, leğen, küçük saplı süpürge, saplı tahta bezi, paçavralar, çizim kağıdı, eski gazeteler, parmak boyası kağıdı, kesme kağıdı, insan, ev, hayvan ve çeşitli obje resimleri ve boş çöp kutuları. Mekanik oyuncaklar yaratıcı oyunu engellediği için pek önerilmemektedir.

      Önerilen tüm materyalleri almak mümkün değilse, başlangıçta oyuncak aile, oyuncak ev eşyaları, şişeler ve boya kutuları da yeterlidir.

      Bütün oyuncakların kullanımı basit olmalıdır ki, çocuk oyuncağı kullanamamaktan dolayı hayal kırıklığı yaşamasın. Ayrıca tüm oyuncaklar kolay taşınabilir olmalıdır. Raflar çocuğun ulaşabileceği yükseklikte olmalıdır.

Çocuğu Oyun Terapisine Götürürken Nasıl Bir Açıklama Yapılmalıdır?

     “Sen resim yaparken, hikâye anlatırken, topla veya herhangi bir şeyle oynarken senin duygularını anlamana yardımcı olacak bir oyun terapistine gidiyorsun. Bu senin duyguların hakkında konuşmana yardımcı olacak, çünkü eğer onları içinde tutarsan ve ne hissettiğini fark etmezsen her an patlayacakmış gibi veya mutsuz hissedebilirsin. Korkmamalısın, oyun terapisti sana senin istemediğin hiçbir şeyi yaptırmayacak. Ayrıca test de yapılmayacak. Yapmak ve söylemek istediklerini kendin seçeceksin.” Bu açıklama çocuğun kendisini güvende hissetmesi açısından önemlidir.

Bir Vaka

     Oyun terapisinin önde gelen isimlerinden Virginia M. Axline’nın oyun terapisi seanslarından bir örnek verilmiştir:

Shiela Rakibinin Saçını Düzeltir

Shiela oyun odasına gelir, hızlıca biberonu alır ve emmediği zamanlarda iki eliyle emmeden tutar veya kolaylıkla ulaşabileceği şekilde masanın üzerine koyar. Gelir ve terapistin karşısındaki masaya oturur. Mum boyaları ve kağıtları önüne çeker ve çizmeye başlar.

Shiela: Bak, bu bir saat. Bunlar sayılar ve bunlar eller ve bunlar da saatin içi. Yıkanmayı sevmiyor... Şimdi sadece bunu izle. (Kağıdın üzerine eğilir ve çok fazla uzun ve kıvırcık saçları olan bir kafa çizer.) Benim için Bayan B. (bakıcı bayan) dedi ki‘onun iğrenç saçını yıkamak istemiyorum,’ yazar mısın?

Terapist:
Bakıcı anne onun saçını sevmiyor. Onun saçını yıkamak zorunda olmayı sevmiyor.

Shiela: (Siyah mum boyayı alır ve kızıl saçlara sürer.)
Bak ne kadar kirli? Bayan B. “Ben bu iğrenç, kirli, eski kızıl saçları yıkamak istemiyorum!” dedi. Böyle çalı gibi saçlar kırmızı olmalı. Gözleri mavi ha? Shirley’nin kızıl saçları ve mavi gözleri var. O da şirin. Ve mutlu. Ama ben onu ağlatacağım. Onu üç kere ağlatacağım.

Terapist:
Shirley’nin çok güzel kızıl saçları ve mavi gözleri var ve o mutlu, ama sen onu üç kere ağlatacaksın.

Shiela:
Evet. Beni izle. (İki kafa daha çizer.) Bu gözyaşlarına bak. Büyükler değil mi? Şıp şıp şıp.
Terapist: Onu gerçekten ağlattın. Şimdi mutlu değil.

Shiela:
Söylemicem. Ve şimdi saçlarının kıvırcıklığını alacağım. Gördün mü? (Kıvırcık saçların üzerine dümdüz saçlar çizer.)

Terapist:
Onun düz saçlı olmasını istiyorsun.

Shiela:
Evet. Şimdi düz oldu. Gördün mü? (Kırmızı boyayı alır ve yüzüne uzun, kırmızı çizgiler çizer) Yüzünü tırmaladım. Annesi geldiğinde onu tanıyamayacak.

Terapist:
Shirley’nin annesinin onu görmeye gelmesini istemiyorsun. Onun yüzünü tırmaladın ve annesi onu tanımasın diye saçlarının kıvırcıklığını aldın.

Shiela (üzgünce):
Geçen gece annesi onu görmeye geldi ve ona bir torba şeker getirdi ve Shirley bana hiç vermedi.

Terapist
: Shirley şekerlerinden sana hiç vermedi ve sen bundan hoşlanmadın.

Shiela (gülerek):
Buraya bak. (Shirley’nin saçlarının içine kahverengi bir top çizer) Saçında sakız var. (Shiela bundan mutlu olur)

Terapist:
Onun saçına sakız koydun. Bu kızıl kıvrımları bozdun.

Shiela:
Şimdi güzel değiller, değil mi?

Terapist:
Güzel değiller.

Shiela (mutluca gülerek):
“Ağla, bebek, ağla, yaşlı gözlerini sil, doğuyu göster, batıyı göster, en sevdiğin kişiyi göster,” yaz ve sonra buraya Shirley’nin söylediği gibi yaz: “En çok Shiela’yı seviyorum.” (Terapist, dediğini yapar.)

Terapist
: Shirley’nin seni sevmesini istiyorsun.

Shiela (iç çekerek):
Evet. (Biberonu alır ve halinden memnun bir şekilde emer.)

Yorumlar

     Shiela her öneriye saldırgan, kıskanç, rekabetçi, huysuz ve karşı çıkan bir tavırla yaklaştığı için oyun terapisine yönlendirilmiştir. Dört yaşında Çocuk Bakımevi’ne verilmiştir. Annesi yeniden evlenip, başka bir şehre taşınmıştır ve Shiela’yı nadiren görmeye gelmektedir. Babası askerdedir ve Shiela’yı görmeye gelemeyecek denli uzaktadır. Kurumdaki görevli bayan her ne kadar babasının ona para gönderdiğini ve bu parayla ihtiyaçlarını gidereceğini söylese de, bunu babasından direkt olarak duymamıştır.

      Bu, çocukların duygularını oyun süreci içinde nasıl ifade ettiklerini gösteren basit bir örnektir. Shirley güzel, uzun ve kızıl saçları olan şirin bir kızdır. Annesi onu her akşam ziyarete gelmektedir. Shirley’nin babasının ölümünden sonra annesi onu Çocuk Bakımevi’ne yerleştirmek zorunda kalmıştır ve iyi bir anne-kız ilişkisi kurmaya çalışmaktadır. Herkes Shirley’i sevmektedir. “Sessiz”, “tatlı”, “iyi huylu” bir kızdır. Shiela ise “sevimsiz”, “fare-renkli saçları” ve “ela gözleri” olan bir kızdır. Ortalamanın üstünde bir zekâsı vardır ama olumsuz davranışlarından dolayı okulda problem yaşamaktadır. Oyun odasında en sevdiği oyuncak biberondur. Her gelişinde biberonu alır ve tüm seans boyunca emer.

      Yukarıdaki patolojik vakada çocuk, bakım evindeki rakibine karşı olan öfkesini çizmiştir. Mum boyalarla da ifade ettiği gibi kıskançlığı yüzeye çok yakındır, derinlere gömülmüş değildir. Şirin ve kıvırcık saçlara yönelik kıskançlık Shiela için çok önemlidir. Bu konudaki duygusunu dışarı vurması onun için oldukça olumlu olmuştur, çünkü seans saatinin sonunda Shirley ile ilgili olumlu duygusunu da ifade edebilir hale gelmiştir. Shirley’nin onu sevmesini istediğini belirtmiştir. Böylece olumsuz sosyal davranışları, olumlu davranışlara dönüşmüştür.

Sonuç

     Örnekte de görüldüğü gibi oyun terapisi, çocuğun başa çıkamadığı duygularıyla ve çevre tarafından sosyal olarak kabul görmeyen davranışlarıyla başa çıkabilmesi, olumsuz olanları kabul edip uygun bir şekilde ifade edebilmesi için kullanılan bir yöntemdir. Sağlıklı ve güvenli bir ortam, duyguların dışavurumunu kolaylaştırmakta ve ayna etkisi yaparak kabul görmeyen davranışların düzeltilmesi için fırsat tanımaktadır. Zorlayıcı olmaması ve etkin bir şekilde tedavi sağlaması açısından önemli bir yöntemdir.

 

 

 

Oyun Terapisinin Tanımı

Yetişkinler için danışmanlık ne ise çocuklar için de oyun terapisi odur. Oyun terapisi kelimeler yerine oyuncakları koyarak/kullanarak çocuklara kendilerini ifade edebilmelerine yardımcı olur.

Oyun terapisi çocukların uyumlu ve mutlu bir şekilde yaşamalarını hedefleyen gelişimsel bir terapi şeklidir. Oyun terapisi, oyunla çocuğun kendini ifade edebilmesi için doğal ortamda bulunması temeline dayanır.

Oyun ve oyuncaklar kullanılarak çocuklar ile iletişim kurmaya, sorunlarını çözmelerine ve olumsuz davranışlarını değiştirmelerine yardımcı olunur.

Çocukların oyunları ve oyuncakları kullanarak kendilerini ifade etme gereksinimlerini odaklanan özel bir süreçtir. Kendilerine güvenli bir ortam sunan eğitimli bir oyun terapisti ile istedikleri şekilde oynayabilmeleri için cesaretlendirilirler. Bu süreçte çocuklara duygusal sorunlarını ifade edebilmeleri için değişik türde bir çok oyuncak sunulur. Çocukların kendilerini sanat, drama ve fantezi içeren oyunlar yoluyla ifade edebilmeleri için fırsatlar yaratılır.

Oyun Terapisi Ne İşe Yarar?

Oyun, hayatın şartlarına uyumda güçlük çeken çocukları tedavide en uygun metottur. Çocukların kendilerini kelimelerle ifade edebilecek zihni yeteneklerden mahrum oldukları için, kendilerini oyun üzerinden daha akıcı bir şekilde ifade ederler. Oyun terapisi onlara kendilerini en rahat şekilde ifade edebilecekleri ortamları sunar.

Oyun Terapisinden Yarar Sağlayan Vakalar

Ailede yaşanan çatışma, boşanma ya da ayrılık ile ilgilenen çocuklar
Duygusal, fiziksel yada cinsel tacize uğramış çocuklar
Evlat edinilmiş yada koruyucu aileye verilmiş çocuklar
Sevilen birinin ölümü yada hastalığı kadar kaybın sonuçları ile uğraşan çocuklar
Hastaneye yatırılmış çocuklar
Aile içi şiddet gören çocuklar
Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanısı almış çocuklar
Çok fazla kaza yada hastalık geçirmiş çocuklar
Oyun Terapisinin Yararları

Çocuğun duygularını ifade etmesini kolaylaştırır
Kendine güveni ve duygusal yeterliliğin değerini arttırmak
Çocuğun yaşamındaki travmatik olayların yarattığı anksiyeteyi azaltmak
İnsanlar arası ilişkilerde sağlıklı bağlar yaratır yada bu ilişkileri arttırır
Yerinde ve uygun davranmanın değerini artırır
Bir Çocuğun Oyun Terapisine İhtiyacı Olduğuna Nasıl Karar Verilir?

Çocuklar, evdeki veya okuldaki değişimlere adaptasyonda, aileden birinin ölümünde, ebeveyninin boşanmasında, zor dönemlerden geçebilirler. Bazı çocukların bu dönemlerde diğerlerinden daha çok desteğe ihtiyacı olur. Çocuğun hayatındaki ebeveyn, öğretmen veya başka bir yetişkin, çocuk hakkında endişe duyarsa, oyun terapisi yardımcı olabilir.

Oyun Terapisi Odasında Hangi Oyuncaklar Vardır? Neden?

Oyuncaklar, çocukların hislerini ifade etmelerini kolaylaştırıcı özellikleri olanlardan seçilir. Mesela kuklalar, bebekler evleri, boya ve çamur bunlardan bazılarıdır. Oyuncaklarla nasıl oynanacağı seçiminin çocuklara bırakılması gerekir. Ayrıca oyuncaklar güvenilir, dayanıklı ve sürekli kullanılabilmeye müsait olmalıdır.

Bir Çocuğun Ne Kadar Süre İle Oyun Terapisi Alması Gerekir?

Çocuktan çocuğa değişir bu süre. Ayrıca bu sürenin uzunluğu yada kısalığı çocuğun yaşadığı travmanın ciddiliği ve çocuğun olayı nasıl algıladığı önemlidir.

Oyun Terapisi İle Çocukla Evde Oynamanın Farkı Nedir?

Oyun terapisi oyun odasında empati, kabul ediliş ve anlayış havasını oluşturabilmek üzere eğitim almıştır. Oyun terapisi oyun ile aynı şey demek değildir. Oyun terapisi çocukların hayat şartlarına doğal olarak verdiği reaksiyonları ortaya dökmesine imkan verir. Eğitimli bir oyun terapistinin varlığı çocuğun kendini kabul edilmiş ve anlaşılmış olarak hissetmesine ve kontrol hissini veya zor durumların farkına varılabilmesine uygun ortam sağlar.

Neden Oyun Terapisi?

Çocuklar oyun oynamayı severler. Yetişkinler kadar duygularını anlayabilme ve becerileri gelişmemiştir. Bu nedenle oyunla çocuklara deneyimlerini ve duygularını ifade etme fırsatı sunulduğundan iyileştirici özelliği vardır. Çocuklar; oyunlarında davranışlarını etkileyen kızgınlık, üzüntü, korku yada hayal kırıklığı gibi duyguları terapistin sağladığı güvenli bir ortamda canlandırabilirler.

Oyun terapisi çocukların;

Duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine
Zihinsel ve fiziksel düşüncelerini geliştirmelerine yardımcı olur.
Okul Ortamında Oyun Terapisi

Oyun terapisi bir metottur ve bu metot sayesinde çocuğun doğası oyun vasıtası ile anlatım bulur. Oyun terapisi etkin olarak 3 ile 8 yaş arasında bulunan normal düzeydeki çocuklarda kullanılır. Aile problemleri ile bunalmış çocuklara (boşanma, kardeş rekabeti, v.s.), tırnak yiyen, yataklarını ıslatan, agresif yada acımasız olan, sosyal gelişimi geri olan yada istismar kurbanı olan çocuklara uygulanır. Ayrıca özel eğitim alan ve bozukluklarının kaynağı anksiyete yada duygusal karmaşa olan çocuklara da uygulanır.

Oyun terapisi uygulayanlar bu metodun, çocuğa gerçek ortamda yapamayacaklarını, oyun terapisi ile yaşamlarının küçük bir parçasını maniple etme şansı verdiğine inanırlar. Özel olarak seçilmiş materyallerle oynayarak ve müdahale etmeyen bir kişinin rehberliğinde çocuk, duygularının rolüne bürünür ve bastırılmış duygularını yüzeye çıkararak onlarla yüzleşir ve onlarla nasıl başa çıkacağını öğrenir. Bunun en psikoterapötik formu, uygulayıcının koşulsuz olarak çocuğun söylediklerini ve yaptıklarını kabul etmesidir. Uygulayıcı hiç bir zaman çocuğa karşı duygularını yansıtmaz, çocukla tartışmaz, ahlak dersi vermez yada çocuğa hatalı olduğunu söylemez. Çocuğa cezanın var olmadığı bir ortamda bulunduğu hissettirilmelidir. Ortam izin verici olduğunda bile, bazı kesin sınırlar çizilmelidir. Materyallere zarar verilmeyeceği, uygulayıcıyı incitilmeyeceği yada bu oyunun belirli bir süre devam edeceği gibi sınırlar getirilmelidir.

Bir çok psikolog, danışman yada diğer profesyoneller bu metodu yalnızca kendilerinin yargılama yetkisinin olduğu bir metot olarak görebilirler. Uzun dönemli ve derinlemesine bir danışmanlığa başvurduklarında haklı olabilirler. Bununla beraber, bu metot psikologlar, sosyal hizmetler uzmanları ve okullardaki rehber öğretmenler tarafından kullanılmaktadır. Bu metot, bir öğretmenin sınıfta daha az şiddetli problemler üzerinde çalışması için, kolaylıkla modifiye edilebilir. Bir davranışı yönetmeyi seans öncesinde planlamak, ailelerden ve yöneticilerden izin almanın en iyi yoludur.

Oyun Terapisi İle İlgili Meslekler

Çocuk psikoterapistleri
Danışman/Psikoterapist/Psikolog
Rehber ve Psikolojik Danışmanlar
Sanat terapisti
Uğraş terapisti
Psikiyatri hemşiresi
Sosyal görevli
Eğitimciler:
Uzm. Psk. Mutlu Hacıosman, Psk. Evren Evrim Önal
Eğitim Süresi:
Yaklaşık olarak 8-10 saat

 

Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi

Oyun ve öğrenme arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Oyun-yetenek sarmalında öğrenme daha fazla oyun bilgisi sağlarken, oyundaki uzmanlaşma da daha fazla öğrenmeye yol açar. Çocukların öğrendikleri şeylerin çoğunu oyun ortamında gerçekleştirmiş oldukları söylenebilir. Oyun-yetenek sarmalı çocukların bilişsel ve davranışsal bilgi seviyesini yetişkinlerin seviyesine ulaşmasına destek olur.

Oyun, çocuğun fiziksel gelişimine çok büyük katkılar sağlarken, oyunun şu ana ve yetişkinliğe katkısı, bilişsel ve etkili bilgi alanı sağlamasıdır. Oyun yetişkin yaşamı için bir stajdır. Birey, bilişsel ve davranışsal öğrenmelerini çocukluğundaki oyun içinde geliştirir. Çocuk oyun sayesinde toplumla bütünleşir. Oyun esnasında duygu ve düşüncelerini açar. Bu süreç içinde toplum içinde daha rahat değişim gösterir.

Çocukluklarında fazla oyun oynamayan yetişkinler, yetişkin yaşama daha hazırlıksız girerler. Bu tür yetişkinler çocukluklarında oyun deneyimleri az olduğu için yetişkin yaşama geçtiklerinde rekabet, iş birliği, ve reddedilme ile başa çıkmada sık sık başarısızlıklar yaşalar. Bu da onların toplumla bütünleşememelerinin bir kanıtı olarak görülebilir.

Aldis’e (1975) göre, çoğu oyunlar çocuklar arsında oynanır. Tipik olarak oyun bebeklikte başlar, çocuklukta zirveye ulaşır, ergenlik çağında ise yavaş yavaş azalır. Yetişkinler oyun oynadığında onların hareketleri genellikle bebeklerin ya da çocukların ilk oyun hareketlerine benzer. Tabi ki bu oyun dünyasında geriye gitmek terapistlerin yetişkinlere rehberlik etme nedenlerinden biridir.

Oyun insan gelişiminin fiziksel, sosyal, duygusal ve entelektüel gelişimini hızlandırır. Smith (1975) oyunun, potansiyel yenilik ve kişinin değişen dünyaya adapte olma kabiliyetini sağladığını söylemiştir.

Einstein, oyun hakkındaki düşüncelerini şöyle açıklamıştır: Bir görevin mantıksal yapısıyla ya da diğer çocukların varlığı ile ilişki kurmadan önce oyun gelecekteki yaratıcı düşünce için temel oluşturur.

Çok yaşamsal bir süreç olan oyun , çocuk ve ergenler üzerinde nöropsikolojik etkilere sahiptir. Oyun boyunca kurallar askıya alınır, böylece otorite figürlerinin yokluğu ile çatışmaların çözümü, saldırganlık ve duyguların serbest kalmasına izin verilir. Böylece oyunda başlangıçtaki davranışlarımızın sınırını aşarak sosyal istek ve rutinden dikkati başka yöne çekebiliriz.

Bilişsel davranışçı oyun terapisi, bilişsel ve davranışçı müdahale tekniklerini oyun terapisinin içinde birleştirir. Oyun aktiviteleri yanında sözel ve sözel olamayan iletişim, terapi seanslarında kullanılır. Bilişsel ve davranışçı teknikler terapinin önemli öğeleri olmakla birlikte bilişsel davranışçı oyun terapisi bu özel tekniklerin toplamından daha fazladır. Bilişsel davranışçı oyun terapisi (BDOT) bilişsel-davranışçı ilkeleri temel alır ve bu ilkeleri gelişimsel duyarlılıkla birleştirir.

BDOT, çocuğun tedavi sürecine aktif katılımını ve çocuğun katılımıyla kontrol, uzmanlaşma, sorumluluk konularını işleyerek davranış değiştirme üzerine odaklanır. Bilişsel aktivitelere çocuğun katılması, değişimde aktif rol almasını sağlar. Bilişsel-davranışçı yaklaşımların birleştirilmesi diğer şekilde kullanılması mümkün olmayan bütün yaklaşımların özelliklerinin de bütünleştirilerek kullanılmasına olanak sağlar.


Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisinin Uygulamasında Kullanılan
Bilişsel Davranışçı İlkeler

1. Bilişsel Terapi duygusal bozuklukların bilişsel modelini temel alır: Biliş, duygular, davranış ve fizyoloji arasındaki etkileşim yetişkinlerde olduğu kadar çocuklar ve ergenlerde de önemlidir. Bununla birlikte çocuklarda bilişlerin rolü dikkatli bir şekilde ele alınmalıdır. Küçük çocuklar davranış ve aktivitelerde tepisel davranabilirler. Bilişsel terapi çocukları yetişkinler gibi düşünmeye itmekten daha çok çocukların en uygun şekilde davranmalarına yardım etmeye odaklanır. Böylece çocuklara yapılan terapi müdahaleleri uyum sağlayıcı düşüncelerin (bilişsel hatalar) yokluğuna ve bilişsel çarpıtmalara odaklanır.
2. Bilişsel terapi kısa ve zaman sınırlıdır: Kısa ve zaman sınırlı tedaviler çocuklar için de uygundur. Gerçekte problem çözmeye odaklı terapi, belirlenen çocukluk yaşamındaki zorluklara odaklanır. Çünkü okul öncesi ve erken okul yıllarındaki problemler nadiren ciddi patolojik problemlerin belirtisidir. Bunlar sıklıkla kısa, zaman sınırlı terapiyle tedavi edilebilir.
3. Etkili bilişsel terapi için iyi bir terapötik ilişki kurulması gerekir. Psikoterapinin her türünde iyi kabul edici terapötik ilişki kurmak, tedavinin iyi bir şekilde sonlanacağının göstergesidir. Çocuklar, terapi ortamının güvenli, kabul edici, iletişim kurmalarına izin verilen bir ortam olarak görürler. Terapist, güvenilir ve yargısız davranmalıdır.
1. Bilişsel Terapi yapılandırılmış ve yönlendiricidir: Çocuklarla terapide her seans için belirli hedefler oluşturulabilir. Ek olarak çocuklarda terapi seansları zaman sınırlı olmamalıdır ki çocuklar daha yönlendirici ve yapılandırıcı müdahale için doğal ipuçları verebilsinler.
2. Bilişsel Terapi problem odaklıdır: Çocuklarla terapide de problem yönelimli olmak yetişkinlerde olduğu kadar önemlidir. Çocuklar farklı problemler getirdiklerinde (örneğin; tuvalet ya da yeme problemi) terapi, genel durumdan uzaklaşmadan çocukların getirdiği bu problem üzerine odaklanmalıdır.
Problem odaklı tedavide, belirli yaşam deneyimleri ya da stresörlerin (örneğin; cinsel taciz, ebevenin boşanması) göz önünde bulundurulması gerekir. Terapi, sadece semptomu azaltmaya yönelik olmamalıdır; örneğin, cinsel tacize uğramış çocuklar iyi tanımlanmış bazı belirtiler gösterirler (alıntını ıslatma, uyku bozuklukları gibi) fakat aynı zamanda güven ve kontrolle ilgili problemlerle baş etmeye çalışırlar. Bildiği ve güvendiği bir yetişkin tarafından kendisine kötü davranılan çocuk, ihanet ve şaşkınlık duyguları yaşar. Terapist, sunulan problemle ilgisini kaybetmeden bu konularda da hassasiyet göstermelidir.
3. Bilişsel terapi eğitsel modeli temel alır: Eğitsel model, özellikle çocuklara uyumsuz davranışları daha uyumlu olanlarla değiştirilmesi ve belirli baş etme yöntemlerinin öğretilmesiyle ilgilidir. Çünkü küçük çocuklar alternatifleri ortaya koyup onları test edemezler. Terapist örneklerle baş etme yöntemleri ile ilgili alternatifleri sunması gerekir. Oyun terapisinde yeni becerilerin kazandırılması kuklaları ve diğer oyuncakları model alma aracılığı ile olur.

Değişiklik Yapılarak Çocuklara Uygulanması Gereken
Bilişsel Davranışçı İlkeler

4. Bilişsel terapi hasta ve terapist arasında işbirliğine dayanır: Çocuklar tedavi sırasında işbirliği yapma kapasitesine tam anlamıyla sahip olamamakla birlikte bu terapistin otoriter olması gerektiğini göstermez. Terapist yapılandırmayı sağlama ve çocukların istekleri ve spontan davranışlarına müdahale etme arasında denge sağlamalıdır. Bu dengeyi sağlamak için terapistin özellikle küçük çocuklara rehberlik etmek ve bilgi aktarmak için yaratıcı çaba göstermesi gerekir. Bu denge, terapist ve çocuk arasında nasıl işbirliği kurulacağının belirlenmesine yardım eder.

9. Bilişsel terapi kuram ve teknikleri tümevarımsal metoda dayanır: Tümevarımsal
yöntem çocukların bilişsel kapasitelerinin dışında kalır. Bununla birlikte terapistin
bakış açısından tümevarımsal yöntem halen önemlidir. Çocuk ve tedavi teknikleri ile
ilgili hipotezler test edilir ve buna göre durum kavramlaştırılır, tedavi planları
uygulanır ve değiştirilir.

5. Bilişsel terapi Sokrat-tarzı yöntemi kullanır: Çocuklarda direk soruların kullanılması
genellikle etkili değildir. Bununla birlikte deyim ya da cümle şeklinde açık uçlu
soruların kullanılması küçük çocuklara yardımcı olabilir.

Çocuklara Uygulanmaması Gereken Bilişsel Terapi İlkeleri

10. Ev ödevleri Bilişsel terapinin önemli bir öğesidir: Ev ödevleri daha büyük çocuklarda kullanılmakla birlikte, küçük çocuklarda nadiren kullanılır. Ev ödevi verildiğinde bu genellikle ebeveynin kendisi tarafından ya da ebeveynin katkısıyla çocuk tarafından yapılmaktadır. Kural olarak ev ödevi, bilişsel davranışçı oyun terapisinin ayrılmaz bir parçası değildir.

Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisinin Özellikleri

1. Oyun aracılığı ile çocuğun tedavi sürecine aktif katılımını sağlar: Çocuğun oyun aracılığı ile terapiye aktif katılımı sağlanarak direnç konuları işlenebilir. Ek olarak terapist çocukla ilgili problemlere ebeveyn aracılığı olmadan direk olarak müdahale edebilir.
2. Çocuğun düşünceleri, duyguları, fantezileri ve çevresi üzerine odaklanır: Bu şekilde durumsal-belirgin faktörlere (örneğin; kirletme) ve çocuğun problemle ilgili duygularına (örneğin; öfke, üzülme) odaklanmak mümkündür. Bilişsel-davranışçı oyun terapisi, ne duygulara, ne düşüncelere ne de sadece durum ya da çevresel koşullara odaklanır.
3. Uyum sağlayıcı düşünce ve davranışların kazanılması için stratejiler kullanır: Terapide çocuğa durumlarla başa çıkmada yeni, uyum sağlamaya yönelik stratejiler öğretilir. Bilişsel stratejiye örnek olarak olumsuz düşüncelerin çocuğun kendisine yönelik olumlu düşüncelerle değiştirilmesi verilebilir. Kuklalar ve oyuncaklar aracılığı ile model alarak kendisiyle ilgili olumlu düşünceleri kazanır.
4. Yapılandırılmış, yönlendirici ve amaç odaklıdır: tedavi yapılandırılır. Terapist, çocuk ve aile ile birlikte amaçlar belirler ve bu amaçları gerçekleştirmesi için çocuğa destek olur. Amaçlara yönelik gelişme sağlama bilişsel-davranışçı oyun terapisini önemli bir bölümüdür.
5. Deneysel olarak kanıtlanmış teknikleri kullanır: en çok kullanılan, iyi tanımlanmış ve belki de en güçlü teknik model almadır (Bandura, 1977). Model alma, BDOT’nin temelinin büyük bir bölümünü oluşturur. Çünkü özellikle küçük çocuklar için somut ve sözel olmayan sunumlara gereksinim vardır.
6. BDOT, tedavinin deneysel olarak sınanmasına olanak sağlar: sınanabilen tekniklerin
kullanılması abartılmamalıdır. BDOT, iyi tanımlanmış bir probleme yönelik iyi
yapılandırılmış müdahalenin etkisini araştırma fırsatı sunar.

UYGULAMA

Bilişsel-davranışçı oyun terapisinde kullanılan bir çok teknik ve strateşi vardır. fakat önce model alma, rol oynama ve davranışsal beklenti yöntemleri üzerinde durulacaktır.

Model alma

Model alma bütün yaş çocukları için önemli olmakla birlikte özellikle küçük yaş çocukları için daha önemlidir. Davranışların pekiştirilmesinde ya da söndürülmesinde model alma, diğer yöntemlerden daha etkili bir yöntemdir.

Oyun terapisinde, çocuğun öğrenmesini istediğimiz davranışı oyuncak hayvan figürü oynar. Çocuğun model olan oyuncakla pozitif ilişki kurduğu durumda daha etkili olmaktadır. Model alma film, kitap, oyuncak bebekler kullanılarak da uygulanabilir. Çocukların bilişsel ve sözel yeterlikleri sınırlı olduğundan model alma bilişsel oyun terapisinin önemli bir boyutudur.

Rol Oynama

Terapi seanslarında rol oynama yöntemi ile çocuklar terapistin verdiği geribildirimlerle beceri geliştirirler. Rol oynama, okul çağındaki çocuklarda daha etkilidir. Bununla birlikte rol aynama tekniği model alma tekniği aracılığı ile kullanılabilir. Modeller gerçekte belirli bir beceriyi sergileyen modelin izlenmesiyle çocuğun bu davranışı gözlemesi, öğrenmesi ve rol oynaması ile uygulanır. Örneğin, utangaç olan çocuk utangaç bir kuklayı gözleyebilir. Çocuk, kuklanın hareketlerini izler ve terapistten geri bildirim alır.

Yeni becerilerin kazanılmasında pekiştirme ve ödüllendirmenin kullanılması

Davranışların pekiştirilmesi bilişsel oyun terapisinin önemli bir boyutudur. Özellikle küçük çocuklarda yeni becerilerin kazanılmasında pekiştirme ve ödüllendirme kullanılır. Örneğin terapist çocuğun yeni bir beceri konusundaki denemelerini över. Terapist, çocuğun yeni beceriler geliştirmesiyle ilgili çabalarını destekler. Pozitif baş etme becerilerini öğrenmesi ve kullanması konusunda cesaretlendirilir.

Kukla Kullanılarak Uygulanan Davranışçı Teknikler

Biçimlendirme (shaping)/ pozitif pekiştirme:

Örnek: Çocukta okul fobisi vardır. Terapist kuklaya okul binasının yakınına gitmesine, okulu ziyaret etmesine, ve yavaş yavaş sınıfta kalmasına yardım eder. Terapist okula yakın olma konusunda kuklanın gösterdiği her çabayı cesaretlendirir ve olumlu geribildirim verir (pekiştirir).

Duyguların sosyal onay görecek biçimde ifade edilmesini şekillendirme:

Örnek: Babasının her eve gelişinde çocuk oyuncağı ile babasına vurur. Terapist çocuğun babasının düzenli olarak onu ziyaret etmediği için babasına öfkeli olduğunu bilir. Terapist çocuk oyuncağı konuşturur “ baba sana çok kızgınım, çünkü beni ziyarete gelmiyorsun.”

Söndürme/uygun davranışın pekiştirilmesi:

Örnek: Çocuk bir oyuncağın diğer oyuncağa vurmasını sağlar. Terapist, anaokulu öğretmeninden aldığı bilgiye göre çocuğun anaokulunda arkadaşlarına vurarak öfkesiyle baş ettiğini bilmektedir. Oyuncağa vurma davranışı görmezden gelinir (söndürme). Çocuk uygun davranışı gösterdiğinde (örn; el sıkma) oyuncağın bu davranışı övülür (uygun davranışın pekiştirilmesi).

Sistematik Duyarsızlaştırma
Olumsuz tepkiyi olumlu tepki ile değiştirme yoluyla kaygı ve korkuyu azaltma sürecidir. Önceden öğrenilmiş olan belirli bir uyarıcı ile korku ya da kaygı arasındaki bağı kırmak amaçlanır.

Yeni durumlara uyum:
Örnek: çocuk kendi yatağında uyuduğu için yıldız kazanır.
Kendini İzleme:
Örnek: Kendi duygularını “mutlu” ve “üzgün” yüzler çizerek izler.
Kısa Ara verme:
Örnek: Terapist 1 dk dikkatini çocuktan uzaklaştırarak “oyuncakları atmama” kuralına uymamasına göz yumar.

Bilişsel Teknikler

Bilişsel değişim stratejileri (düşüncelerin belirlenmesi ve düzeltilmesi):
Örnek: “Babam, evden ayrılıyor çünkü ben kötü bir çocuğum”, “eğer daha iyi davransaydım annem bizi terk etmezdi”. Alternatif açıklama “babam evden ayrılıyor çünkü annemle her zaman kavga ediyorlar”.




Benlik saygısını arttırma:
“Bunu yapabilirsin”, “Aferin sana, yapbozun hepsini tamamladın”. Kendisiyle ilgili olumlu duyguların içselleştirilmesi için ebeveyn tarafından pozitif mesaj verilmesi, övgü, alkış vs.

Bibliyoterapi:
Terapist, çocuğa kendisiyle aynı durumda olan çocukları ve kendi problemleriyle nasıl baş ettiklerini anlatan hikayeler okur (örneğin; başanma, cinsel taciz).

Terapi Süreci
Değerlendirme

Oyun terapisinin birkaç seansı değerlendirmeye ayrılır. Değerlendirme, gözlem, görüşme ya da testlerle yapılır. Çocuğun şu andaki durumu, gelişim düzeyi, problemi ortaya koyuşu, çocuğun probleme bakışı incelenir. Değerlendirme için farklı kaynaklardan bilgi toplanması önemlidir. Anne babadan, eğer çocuk anaokuluna gidiyorsa öğretmeninden bilgi alınmalıdır.

Projektif testler: Bilişsel-davranışçı terapistler tarafından tipik olarak kullanılmamakla birlikte çocukların yaşadıkları çatışmalar, başa çıkma stilleri, dünyaya bakışları, bilgiyi düzenleme tarzları konusunda bilgi edinmek amacıyla kullanılır. TAT, CAT ve kukla cümle tamamlama testi kullanılabilir. Okul öncesi çocukların cümle tamamlama testini daha kolay tamamlamaları için geliştirilmiştir. Çocuk testi anlayana kadar terapist iki kukla ile cümle tamamlama örnekleri yapar.

Terapiyi Tanıtma/Uyum

Çocuğun bilişsel-davranışçı oyun terapisine hazırlanması: anne-baba oyun terapisine katılması konusunda çocuğu cesaretlendirmelidir. Problem çocuğa basit ve yargılayıcı olmayan bir dille anlatılmalıdır. Çocuklara oyun oynayarak yardım eden birisiyle hep birlikte konuşacakları söylenmelidir. Çocuğa yalan söylenmemeli veya tehdit edilmemelidir (alışverişe gidiyoruz, iyi davran yoksa doktor seninle konuşmaz). Çocukları oyun terapisine hazırlamak için 4-7 yaş grubunda APA tarafından yayınlanan kitap kullanılabilir.

Çocuk için önemli taşıyan yetişkinlerin tedavi sürecine katılması:

Aile çocukların davranışları konusunda endişe ettiği için genellikle çocuklar oyun terapisine getirilirler. Bu nedenle terapi sürecine yetişkinlerin katılması önemlidir. Terapinin başlangıcında anne-baba ile mülakat yapılır. Değerlendirme bulguları aile ile paylaşıldıktan sonra tedavi planı konusunda ailenin onayı alınır. Terapi sadece çocukla yürütülebilir veya anne baba da sürece alınır. Terapi sadece çocukla yürütülse bile düzenli olarak ebeveyn ile görüşmek önemlidir. Çocuğun gelişimi konusunda terapist aileye bilgi aktarır.

Terapi sürecini ortalarına gelindiğinde problemlere, stres verici durumlarda vereceği uygun tepkileri göstermesi konusunda çocuğun desteklenmesine odaklanılır. Terapist iki önemli konu üzerine odaklanmalıdır: 1. Çocuğun terapide öğrendiklerini farklı ortamlara genellemesine destek olmak 2. Terapi sona erdikten sonra eski davranışlara dönmekten kaçınma konusunda çocuğa yardım etmek.

Terapiyi Sonlandırma

Terapinin sona ereceği konusunda son oturumdan birkaç seans önce terapist ve çocuk terapinin sona ereceği konusunda konuşur. Terapist, terapi seansları arasında geçen sürede ne kadar başarılı olduğunu çocuğa söylemelidir. Terapinin son oturumu belirli tarihlere rastlıyorsa seans ertelenmelidir. Örneğin okulun başlama tarihine yakınsa, son seans okul açıldıktan sonra yapılmalıdır. Ailenin terapistle sürekli iletişim kuracağını isterse terapiste kart yazabileceği çocuğa söylenmelidir.

Sonuç ve Tartışma

Bilişsel-davranışçı terapinin çok küçük çocuklarda uygulamaları halen başlangıç düzeyindedir. Genel olarak bu durum bu tür çalışmanın çok küçük çocuklara uygulanamayacağı inancından kaynaklanır. BDOT, bilişsel ve davranışçı teknikleri oyun terapisine taşımış, gelişimsel duyarlılıkla birleştirmiştir. Bilişsel terapi ilkeleri küçük değişikliklerle çocuklara uygulanır. Terapi, kısa, zaman-sınırlı, yapılandırılmış, yönlendirilmiş ve problem odaklıdır.

 

 

 
Herşeyin bir güzelliği var, herkes göremese de...  
  PSİKOLOJİK DANIŞMAN
AHMET VURAL
 
HAFTALIK PROGRAM  
  Hangimiz bir gün yataktan kalkıp da daha akıllı olduğumuzu görmek istemeyiz ki? Bu dilek her ne kadar ütopik olarak görülse de bir bilim adamının yöntemi, 1 hafta gibi kısa bir sürede, zekayı yüzde 40 oranında artırmanın mümkün olduğunu ortaya koydu. Beynin herhangi bir kas gibi olduğunu ve egzersizlerle güçlenebileceğini öne süren İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nin Biyomedikal Bölümü’nden Prof. Mark Lythgoes’in 1 hafta süren programı BBC’de yayınlandı. Programa katılan 100 kişinin IQ’larında, yüzde 40 oranına varan artış görüldü. Bu artış katılımcıların programa katılmadan önce girdikleri testle, programdan sonra uygulanan test sonuçları karşılaştırılarak elde edildi.

İşte bir haftalık program

Cumartesi: Dişinizi her zaman kullandığını elinizle değil, diğeriyle fırçalayın. Ve gözünüzü kaparatak duş alın.

Pazar: Sabah saatlerinde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın.

Pazartesi: Akşam yemeğinde yağlı balık yiyin. İşe ya yürüyerek ya bisikletle ya da daha önce kullanmadığınız bir araçla gidin.

Salı: Sözlükten bilmediğiniz sözcükleri öğrenin. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın.

Çarşamba: Yoga, Pilates ya da meditasyon derslerine katılın. Daha önce tanımadığınız bir insanla konuşun.

Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız bir yoldan gidin. Televizyondaki ciddi bilgi programlarını izleyin.

Cuma: Alkol ve kafein tüketmekten kaçının. Alışverişe çıkarken listeyi ezberlemeye çalışın.
 
Bugün 113 ziyaretçi (139 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol