HİPPOTERAPİ
Hippoterapi kelimesi, Yunanca' da ‘at' anlamına gelen ‘hippo' kelimesi ile ‘terapi' kelimesinin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. At' lı terapi yani Hippoterapi at' la tedavinin özel bir alanıdır.
Atlarla tedavinin ilk olarak 460'lı yıllarda Romalı' lar ve Yunan'lar tarafından uygulandığı bilinse de esas olarak 1940'lı yıllarda Avrupa, Batı Almanya'nın bir bölümünde ve İsviçre' de uygulanmaya başlamıştır.
1950'lerde İngiliz terapistler, biniciliğin her tür engelli için uygulanabilecek bir terapi yöntemi olduğunu keşfettiler. 1952'den itibaren Avrupa'da Hippoterapi (atlı terapi) merkezleri açılmaya başladı.
1960'larda Hippoterapi merkezleri Avrupa, Kanada ve Amerika'da yaygınlaştı. Aynı dönemde Almanya, Avustralya ve İsviçre'de gelişmeleri takip ederek, kendi modellerini oluşturdular. 1969'da
Kraliyet Ailesi'nin de desteği ile İngiltere'de ‘İngiltere Engelliler Binicilik Federasyonu', Amerika'da ise ‘Kuzey Amerika Engelliler Binicilik Federasyonu' kuruldu.
Böylece Hippoterapi dünyanın pek çok ülkesine yayılmaya başladı. Hippoterapi üzerine sertifika programları ve eğitimler düzenlenmeye başladı. Terapistler atla terapi konusunda yeni gelişmeleri
takip ederek yeni yöntem ve çalışmalara imza attılar. Şu an Amerika ve Kanada genelinde 600'ün üzerinde ‘Hippoterapi Merkezi' bulunmaktadır.
Hippoterapi, binicilikle, çocuk ve yetişkinlerin duygusal devinimlerini, konsantrasyonlarını ve dikkatlerini geliştiren, duruş, denge ve kas yapılarını güçlendiren bir metod dur.
Zihinsel ve bedensel engellilerin algı ve fiziksel fonksiyonlarının gelişimine yardımcı olur. Hippoterapi dersleri; teknik olarak eğitilmiş, lisanslı terapistler tarafından verilir. İletişim kuramama,
algıda gecikme, öğrenme ve konuşma güçlüğü, duyduklarını anlamlandıramama gibi problemleri olan otistik, zihinsel ve bedensel engelli, depresif ve beyin travması geçirmiş kişiler için Hippoterapi
farklı ve etkili bir yöntemdir.
Atların terapide kullanılmasının en önemli sebeplerinden biri; atın ritmik hareketlerinin, insanınkine çok yakın olmasıdır. Hippoterapi, bedensel devingenliği geliştirmek ve eklemleri güçlendirmek
için atı temel dinamik olarak kullanır.
Atın ileri- geri, yukarı-aşağı ve yanlara doğru ritmik hareketleri hastanın sinir sistemini düzenler böylece doğal bir bilinçlenme başlar. Sinir sisteminin harekete geçmesi hastanın
dilini daha iyi kullanmasını sağlar, planlama ve hareket kabiliyetini otomatik olarak geliştirir.
Bu gelişim ise sinir sisteminin daha verimli ve düzenli çalışmasını sağlar. Hasta, klinik ortamdan uzak, kontrollü ve doğal gelişen bu zevkli eğitime heyecanla cevap verir.
Hippoterapinin başlıca yararları; kasların gelişimi, esneklik, güç, denge, koordinasyon, özgüven, disiplin, kontrol, adaptasyon, sosyal etkileşim, daha kuvvetli hareket
kabiliyeti ve zihinsel rahatlamadır. Eğlencelidir ve bütün yaş grupları için faydalıdır.
Hippoterapi, engellerinin yaşamlarını kısıtlamasını kabul etmeyen tüm engelliler için hayatlarını yaşanmaya değer kılan zevkli bir metod haline gelmiştir.