PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK
PSİKOTERAPİLER  
  ANA SAYFA
  İletişim
  ERİCH FROMM VE HÜMANİSTİK PSİKANALİZ
  DİNAMİK PSİKOTERAPİ
  KAREN HORNEY VE BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
  AKILCI-DUYGUSAL TERAPİ
  ROGERS ve BİREY MERKEZLİ DANIŞMA YAKLAŞIMI
  GERÇEKLİK TERAPİSİ
  GEŞTALT TERAPİ ( F. PERLS )
  Holistik Tedavi
  VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ
  AYNA TERAPİSİ
  BİBLİO TERAPİ
  BİLİŞSEL PSİKOTERAPİ
  BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ
  Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi
  Bütünleyici Bireysel Terapi ( BBT )
  çözüm odaklı kısa süreli yaklaşım
  EMDR TERAPİ
  ERİCKSONİAN PSİKOTERAPİ
  E-TERAPİ
  Feminist terapi
  FOTOTERAPİ (IŞIK TERAPİSİ)
  Hidro Terapi
  HİLL & O'BRİEN TERAPİSİ
  HÜCUM TERAPİSİ
  JUNG TERAPİ
  LOGOTERAPİ
  Müzik Terapi
  Oyun Terapisi
  Pozitif Psikoterapi
  Sine-Terapi
  ŞEMA TERAPİ
  HİPNO-TERAPİ
  AİLE DANIŞMANLIĞI
  CİNSEL TERAPİ
  ERGENLİK PSİKOLOJİSİ
  LİNK
  ANKSİYETE BOZUKLUKLARI
  nevzat tarhan
  Konuşma ve Dil Terapisi
  ÇOCUK RESMİNİN GELİŞİM AŞAMALARI
  PSİKOTERAPİ TÜRLERİ
  HİPPOTERAPİ
  Yiğidi Öldür Terapi Deme!
  Duanın Psikolojik ve Sosyolojik Faydaları
  PSİKOLOJİK DANIŞMA İLKE VE TEKNİKLERİ
  Ön Görüşme Sürecinin Öğeleri
  TERAPÖTİK İTTİFAK VE İLİŞKİ
  DOĞU HİKAYELERİYLE PSİKOTERAPİ
  empati ve empatiyi iletme
  İLK GÖRÜŞME
  Seçmeci (Eclectic) Yaklaşım
  PSİKOLOJİK DANIŞMANIN SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
  Psikolojik Danışma Süreci
  Psikolojik Danışmada Danışmanın Rolü ve İşlevi
  Psikolojik Danışmanın Amaçları
  psikolojik yardım aşamaları
  kendini tanıma rehberi
  KİŞİLİK TESTİ
  DEPRESYON
  Depresyon Testi
  STRESE DAYANIKLILIK ÖLÇEĞİ
  HAFIZANIZI GÜÇLENDİRMEK İÇİN 8 ADIM
  ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
  NE KADAR PANİKSİNİZ?
  DUYGUSAL ZEKA TESTİ
  Hipnoz ve Depresyon
  Hipnoz ve kötü alışkanlıklar
  Hipnoz, Çözülme ve Travma
  HİPNOZ VE KONVERSİYON BOZUKLUKLARI
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarının Kontrolünde Hipnoz
  ŞİŞMANLIKTA HİPNOTERAPİ
  Yeme Bozuklukları ve hipnoz
  Zeka Geliştirmek İçin 5 Yöntem
  Adleryan Terapi Teknikleri
  KENDİNİZİ DERS ÇALIŞMAYA NASIL KONSANTRE EDEBİLİRSİNİZ?
  BİOENERJİ
  EMPATİ
  Evlilikte Stres Kaynakları
  Stres ve Manevi Yaşam
  Stres ve Sabır
  Stres
  Kendi stresini yönetmede teknikler
  Stres’in Etkileri
  pozitif stres yönetimi
  GRUP PSİKOTERAPİSİNDE DEĞİŞMEYE YOL AÇAN SAĞALTICI FAKTÖRLER
  Grupla Psikolojik Danışma
  ÇOCUKLARDA DÜŞÜNME BECERİLERİ NASIL GELİŞTİRİLİR?
  Zeki çocuklar yetiştirmenin püf noktası
  Bediüzzaman'ın Eğitim Yaklaşımı
  İnsan problemlerine Kur’ân’î çözümler
  Proaktiflik ya da Reaktiflik
  Tûl-i Emel
  Bediüzzaman'a Göre Bilimin Değeri
  Akıl ve Duygular
  Akla Uygunlaştırma
  Aşırı girişkenlik
  Bastırma Mekanizması
  Belirsizlikler İçinde Aranan Güven Duygusu
  Birlik ruhu için şeffafiyet
  Depersonalizasyon
  Duygu Çağı
  En ucuz enerji kaynağı: Tebessüm ve selâm
  Güzelliğin yeniden tanımlanması
  Hayat ve Anlamı
  Hayat yolculuğunda çelişkili duygular
  İç Sesler
  İnancın Sosyolojik Boyutu
  İnsanlık Peygamberlere Muhtaçtır
  Kendini Gözlemleme
  Korkularımız
  Kulluk Psikolojisi
  Mutluluk Öze Dönmekle Olur
  Olayların gerçek boyutu
  Olumlu olmak
  Ölümü Düşünmemek Başını Gaflet Kumuna Sokmaktır
  Savunma Mekanizmaları ve Başaçıkma Şekilleri
  Suçluluk duygusu
  Şefkat
  Varlığın besmelesi olan sevgi
  Varlığın öz enerjisi: Muhabbet
  GESSELL GELİŞİM TESTİ
  Hipnoterapi nasıl uygulanır
  Hipnoz Hastasının Özellikleri
  Hipnotik Seansın Özellikleri
  Hipnoz Nasıl Uygulanır
  Hipnoz Nedir
  Hipnoz Teknikleri
  hipnozda uyulması gereken kurallar
  hipnozun uygulanmaması gereken haller
  Hızlı Hipnoz Tekniği
  Kendi Kendini Hipnoz (Oto-Hipnoz)
  ÖRNEK HİPNOTİK ENDÜKSİYON
  HİPNOZ HAKKINDAKİ MİT (BATIL DÜŞÜNCELER)'LER
  AİLE TERAPİSİ UYGULAMASINDA TEROPÖTİK YAKLAŞIM
  Aile ve Evlilik Terapisinde Amaçlar
  AİLE TERAPİSİ ÖZEL NOTLAR
  aile terapisi uygulama örnekleri
  Aile-Evlilik-İlişki Terapisi Nedir
  Evlilik Problemleri Nasıl Çözülür: 9 Öneri
  PSİKODİNAMİK VE BOWEN AİLE TERAPİLERİ
  YAŞANTISAL AİLE TERAPİSİ
  AİLE İÇİ PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI
  Cinsel Danışma ve Rehberlik - Uygulama
  CİNSEL TERAPİDE EV ÖDEVLERİ
  Cinsel Sorunlarda Hipnoterapi
  Holistik Cinsel Terapi
  CİNSEL PROBLEMLER
  ERGENLERLE İLETİŞİM
  ERGENLİKTE DİN VE AHLAK GELİŞİMİ
  ERGENLİK (PUBERTE) DÖNEMİ FİZYOLOJİK GELİŞİM
  ERGENLİK VE KİMLİK BOCALAMASI
  ERGENLİK DÖNEMİ ARKADAŞ İLİŞKİLERİ
  ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ BİLİŞSEL GELİŞİM
  ERGENLİKTE CİNSEL GELİŞME
  GENÇ KIZ SAĞLIĞI
  ERGENLİKTE DAVRANIM BOZUKLUKLARI
  ERGENLİKTE DUYGUSAL GELİŞİM
  ERGENLİKTE MADDE BAĞIMLILIĞI
  ERGENLİKTE TOPLUMSAL GELİŞİM
  SOSYAL FOBİ
  ÖZGÜL FOBİ-2
  Psikolojik Rapor Yazma
  Gazali'nin Motivasyon Teorisi
  Hz. Muhammedin Evlilik Hayatı Ve Tavsiyeleri
  HİPNOZ
  HİPNOZ TEKNİKLERİ
  BİLİŞSEL-GELİŞİMSEL TERAPİDE HİPNOZUN KULLANIMI
  Hipnoz ve Depresyon-1
  HİPNOZ VE KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR
  HİPNOZ ve Yeme Bozuklukları
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde-üstesinden gelinmesinde –yönetiminde (management) Hipnozun kullanımı
  Hipnoz ve Anıların Çağrımı
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarında Hipnoz
  KONVERSİYON BOZUKLUKLARI
  ŞİŞMANLIKTA HİPNOTERAPİ-1
  Hipnoz, Çözülme ve Travma-1
  Kişilik ve Psikotik Bozukluklar
  HİPNOTİK TELKİNLER İÇİN CÜMLELER KURMA
  Affect Bridge (Hipnoanalitik Yöntem)
  STEIN’İN SIKILMIŞ YUMRUK TEKNİĞİ
  KENDİLİK DEĞERİNİ ARTTIRMA ÖNERİLERİ
  BECK UMUTSUZLUK ÖLÇEĞİ
  BEİER CÜMLE TAMAMLAMA TESTİ
  COOPERSMıTH ÖZSAYGI ENVANTERİ
  CORNEL İNDEX TESTİ
  SCL–90-R
  RATHUS ATILGANLIK ENVANTERİ
  PSİKOLOJİK DANIŞMA--Temel Öğeler
  TERAPÖTİK İLETİŞİM
  KISKANÇLIK
  Risale-i Nur'dan Sosyal Problemlere Reçeteler 1
  Risale-i Nur'dan Sosyal Problemlere Reçeteler 2
  OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUĞU
  PANİK BOZUKLUĞU - PANİK ATAK
  TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
  Alzheimer
ERİCKSONİAN PSİKOTERAPİ

ERİCKSONİAN PSİKOTERAPİ

            Erickson hipnozdan aldığı teknikleri indüksiyon ritüeline gerek olmadan başarılı bir şekilde psikoterapiye uygulamaktaydı. Yani “hipnoz yapmadığında” bile hipnoz yapan bir insandı (Zeig, 1985 S.5). Bu bakımdan Ericksonian Hipnoz ve Ericksonian psikoterapi arasında fark yoktur bile denilebilir. Zaten onun yaklaşımı töröpatik hipnoz olarak isimlendirilir.

DANIŞAN DEĞİŞİME ZORLANMAZ

            Ericksonian Psikoterapinin en belirgin özelliklerinden birisi danışanın değişime zorlanmamasıdır. Bu özelliği bakınız Erickson nasıl vurguluyor.

            "Psikoterapide ilk anlamanız gereken şey; danışanın düşüncelerini değiştirmeye zorlamamanız gerektiğidir. Danışanınızın düşüncelerini değiştirmeye zorlamaktansa o düşünce ile birlikte yol alınız (o düşünceye eşlik ediniz) ve danışanınızın düşüncelerini kendi isteğiyle değiştirmesine olanak sağlayan durum ve fırsatlar yaratınız." (Erickson & Zeig, CP, p.335)

PSİKOTERAPİDE TECRÜBE Mİ ÖNEMLİDİR YENİLİKÇİLİK Mİ?

"Her hasta için yeni bir teori geliştiririm."

Dr. Milton. H. Erickson

      Kısa dönem terapileri uygulamada bazı araştırmalar (Frank,1973, S.167) göstermiştir ki henüz üniversite sıralarındaki öğrenciler, psikiyatristlerle aynı oranda başarılı sonuçlar elde edebilmektedirler. Çünkü psikiyatristlerin elindeki "tecrübe" öğrencilerin elindeki yenilikçiliğe ve dinamizme galip gelememektedir. Prof.Dr.Sidney Rosen Ericksonian terapide öğrencilerde bol miktarda bulunan merakın, gayretin, şevkin, yenilikçiliğin her zaman olumlu sonuçlar getirdiğini vurgular ( Zeig & Lankton 1985 S. .

TERAPİST AKTİF OLMALIDIR

     Erickson eğer siz yapmazsanız ben yaparım diyecek kadar terapide aktiftir. Terapist sadece konuşan ya da telkin veren kimse değil gerektiğinde organize eden, yaparak gösteren bir rehberdir. Erickson terapiyi rahatlıkla seans odasının dışına çıkarabilirdi. İnsanlara kaba davranmakla ilgili sorunu olan bir hastası ile akşam yemeğine çıkarak hastasının garsonlara davranışları üzerine psikoterapi yapabilirdi.
     Ericksonian psikoterapi esnek ve stratejiktir. Erickson "Psikoterapide tüm yaptığınız ilk önce hastanızın dünyasını örneklemek, sonra hastanın dünyasına örnek olmaktır." demektedir.

ÇOK BOYUTLU (MULTİ LEVEL) İLETİŞİM GEREKTİRİR

      Ericksonian psikoterapi, hastayla multilevel (çok taraflı, çok yanlı) iletişim gerektirir. Tüm psikoterapistler bilir ki hasta bir çok şekilde ve çok boyutlu olarak terapisti ile iletişime geçebilir. Erickson bunun bilincine varmamızı sağladı. Bir bayan danışanım duygularını resim çizerek ifade etmeyi seviyor, eve kapanıyor ve dışarı çıkmıyordu. Her seanstan önce bana karanlık canavarlarla dolu, cehennem tasvirli  resimler getirirdi. Çünkü evin dışındaki dünyayı adeta bir cehennem olarak görüyordu. Ben de getirdiği cehennem manzaralı resmin hemen kenarına iki yumurta, iki kedi bir tava, çatal-bıçak, yatak-yorgan, çöp kovası gibi nesnelerin resmini çizdim. Danışanıma verdiğim gizli telkin şuydu:"Evden dışarı çıkmazsan hayatın bu ev eşyaları gibi basit ve anlamsız bir hale gelir”
        Erickson’a göre psikoterapi "İyi fikirlerin, kötü fikirlerle yer değiştirmesidir." (Erickson’un sohbetlerinden alınmıştır ,1978). 
        Erickson psikoterapi, patolojiye odaklanmayan bir öğrenme yaklaşımıdır. Erickson nevroz ve psikoz gibi yaşam sorunlarını "Defolu bir öğrenmenin ürünü" olarak görürdü. Ericksonian yaklaşımda hipnoz terapistin danışanıyla en iyi kontağı kurabilmesi ve onu anlayabilmesi için bir vasıtadır (Zeig & Lankton, 1985).

İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZ KAYNAKLAR İÇİMİZDE MEVCUTTUR

      Erickson’a göre psikoterapi ortamında danışanın ihtiyaç duyabileceği her türlü kaynak bilgi, danışanın özgeçmişinde ve içinde mevcuttur.

DANIŞANIN RUH HALİ DEĞİŞTİRİLMELİDİR

     Tüm psikoterapilere şöyle bir göz attığımızda değiştirilmiş bilinç hallerinde değişimin meydana gelme ihtimalinin yüksek olduğunu görürüz. Psikoterapistlerinde tatile çıkmayı önermelerinin önemli bir nedeni, tatilde danışanın her zamanki alıştığı bilinç halinden çıkarak daha farklı bir bilinç haline girmesine yardımcı olmaktır.
     Rossi hipnotik indüksiyonun basamaklarını açıklarken ikinci basamakta danışanın alışılmış zihinsel olumsuz kurulumlarını (Erickson’un ifadesi ile mental setlerini) kesintiye uğratmak gerektiğini belirtmektedir (Erickson & Rossi, 1979). Erickson’a göre danışanın algı ve davranışlarında meydana getirilecek her yumuşama yararlıdır.

PSİKOTERAPİ SAMİMİYET VE YAKINLIK (RAPPORT) İÇERMELİDİR

     Erickson’a göre teröpatik ilişki samimi ve yakın olmalıdır. Terapist ile danışan arasındaki kalın duvarlar yıkılmalıdır ki danışan telkine açık olsun ve terapistinin telkinlerini kendi doğal düşünceleriymiş gibi kabul etsin.

SELF KONCEPT’İN (BENLİK SAYGISI) DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKİR

     Tüm başarılı psikoterapiler gizli veya açık şekilde danışanın kendilik kavramı hakkındaki imajlarını değiştirirler. Danışanın içsel senaryoları ve içsel diyalogları trans durumunda değiştirilmeye çok yatkındır.

DENEYİM DAHA ÖNEMLİDİR

"Psikoterapi kitaplardan öğrenilmez. Psikoterapi tecrübe ile öğrenilir."
(Erickson’un kişisel sohbetlerinden)

       From ve Reichman’in dediği gibi "Hastanın tecrübeye ihtiyacı vardır, açıklamaya değil. "Danışan doğal olarak kendisi hakkındaki bir çok şeyi terapistinden daha iyi bilebilir. Yüksek konsantrasyonun bulunduğu hipnoz halinde danışana elbette olumlu deneyimler yaşattırmak daha kolaydır. Erickson bu bakımdan fantezileri ve geçmiş deneyimleri gündeme getirir.

TERCİHLERİ ÖĞRETİNİZ

            Erickson’a göre insanlar hasta ve sorunlu iken bile kendileri için en iyi tercihi yapmışlardır. Semptomlar danışanların kendi tercihleridir. Bu tercihler bilinçli ya da   bilinçdışı yapılabilir. Terapist, danışanın seçeneklerini arttırmanın yollarını aramalıdır.
       Erickson’a cinsel sorunları ve kusma şikayeti olan bir bayan gelir. Bayanın annesi ölmüştür. Anne kızına "Erkekler ne isterse, senden zevk almak için istiyorlardır. Onların isteklerini yerine getirmemelisin. Onların isteklerini ancak kötü kirli kızlar yerine getirir." demiştir. İşte bu anne kızına kötü cinsel telkinlerde bulunmuş, olumsuz bir hipnozla kızın hastalanmasına neden olmuştur. Kızını cinsel sorunlara sahip olacağı bir yola sokmuştur. Bu kötü telkin erkeklerle yakınlaştığı anda kusmak şeklinde ortaya çıkar. Kız aldığı bilgileri doğrultusunda doğru davranmaktadır. Erickson'a göre insanlar her durumda kendileri için en doğru olanı tercih ederler. Tercihleri değiştirmek istiyorsak bakış açısını değiştirmeliyiz. Buradan da anlaşılacağı gibi henüz kognitif (bilişsel) terapilerin ortaya çıkmadığı dönemde Erickson bilişsel terapi uygulayabilmekteydi.

TEORİLER DEĞİL AMAÇLAR ÖNEMLİDİR

            Psikoloji “niçin” sorusu ile ilgilenmeye adanmakla birlikte “nasıl” sorusu neredeyse tamamı ile gözden kaçırılmıştır (Zeig, 1985). Bekli de bundan dolayı Avrupa geleneğine uygun psikoterapi yaklaşımları teorileri yüceltmiştir. Erickson psikoterapiyi teoriler yerine sonuçlara yönlendiren en önemli isim olmuştur.
            Psikoterapi normalden sapmaların nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışırken anlamanın tek başına değişime yol açacağını gizliden gizliye varsaymıştır.

PSiKOTERAPİYİ ZARAFET HALİNE GETİRMEK

      Ericksonian yaklaşımda beklide en önemli fark telkinlerin gizli de verilebilmesidir. Telkinin ne oranda gizli olacağını belirleyen şey hastanın telkine direncidir (Zeig 1980). Telkinleri bazı anekdotların, cümlelerin, kelimelerin içine saklamak bazı hastalar için telkinin kabul edilirliliğini arttırmaktadır. Ayrıca telkinleri bu şekilde gizli vermek psikoterapinin zarafetini arttırarak psikoterapiyi hasta ve terapist için daha ilginç ve eğlenceli hale getirmektedir.
            Bir danışanıma neden daha önce psikoterapiye gitmediniz diye sormuştum. Danışanım şöyle yanıt verdi: “Sorunlarımı deşerek kanatmak istemedim” İşte psikoterapi denilince akla gelen çağrışımlar.
            Oysa Ericksonian psikoterapiden sonra bu konuşmalar. "Yahu bir psikoterapiste gittim çok enteresan bir adam ! Oldukça hoş sohbeti var !"şeklinde değişir. Ruhsal gerginlikler ve sorunlar içindeki hastayı bir de sıkıcı psikoterapi ortamıyla bunaltmaya gerek yoktur.
       Erickson mizahın psikoterapide her şekilde kullanılmasını teşvik ederdi. Mizahın iyileştirici gücünün keşfi yaklaşık yirmi yıl öncesine dayanıyor. Mizah, danışan ve terapiste kavramları perspektife oturtmakta yardımcı olur. Psikoterapi ortamında yapılan mizah, danışana “Çok kısa olan yaşamımızda bazı amaçları gerçekleştirirken yaşamımızdan zevk almalıyız” telkinini verir. Yaşamda bir çok şeyi ölüm kalım meselesi haline getirmiş danışanlara risk almayı ve değişime cesaretli olmayı öğretebilir. 
       Ben Erickson’u biraz da Amerikalı psikoterapistlerin Nasrettin Hocası olarak değerlendiriyorum. Erickson terapi esnasında şok ve sürpriz şeklinde ortaya çıkan esprilerin danışanının katı zihinsel setlerini kırdığını düşünürdü.
       Her psikolojik sorunun doğasında üzüntü mevcuttur. Danışanı sorunun doğasından ne kadar uzaklaştırabilirsek, tedavinin süresini o kadar kısaltmış oluruz.

ERİCKSONİAN PSİKOTERAPİ KISA DÖNEM STRATEJİK PSİKOTERAPİDİR

Kısa dönem stratejik psikoterapinin kurucusu Erickson’dur. R.Sherman ve Anderson (1978) ilk defa psikoterapiye başlayan danışanlardan bir gruba psikoterapinin dört seansta sonlanacağını söylerken diğer gruba hiç bir bilgi vermemiştir. Psikoterapinin dört seansta biteceği söylenilen grup gerçekten psikoterapiden daha fazla yararlanmış, terapiler daha erken sonlandırılmıştır.

TERAPİSTİN AMAÇLARI NE OLMALIDIR ?

1. Hipnoterapistin amacı danışanın uyum (compliance) gücünü arttırarak geliştirilen işbirliği sayesinde teröpatik amaçlara ulaşmaktır. Başka bir deyişle danışanın potansiyellerini uyandırarak iyileşmesine yardımcı olmaktır. Geleneksel hipnoz ise bir anlamda hastayı verilen her emre itaat etmeye davet eder. Geleneksel hipnozculardan Kroger’e göre (1963) hastaya öneri sunmak bile telkin sayılamaz çünkü böyle bir öneri kibar kalır. Geleneksel anlamdaki hipnotik telkin otoriterdir.

2. Danışanların yaşamları için hakimiyet duygusunu geliştirmelerini sağlamak. 

3. İyimserlik duygusunu geliştirmek.

4. Benlik saygısını (self esteem) arttırmak.

5. Rahatlık duygusunu danışanın tüm yaşamına yaymak.

 

ERİCKSONİAN YAKLAŞIM NEDEN ETKİLİDİR?

       Ericksonian terapinin tanınmış isimlerinden ve Erickson’un öğrencilerinden olan Prof.Dr. Sidney Rosen Erickson terapisinin etkili olduğu konusunda şu önemli açıklamayı yapmaktadır: 

1. Ericksonian terapi yeniden çerçevelemenin önemini vurgular. 

2. Patoloji üzerine odaklanmaktansa sağlık ve şifa üzerine odaklanır.

3. Hastalığın başlangıcına odaklanmaktansa terapinin amaçlarına
odaklanır ( Zeig & Lankton 1985 )

 

 

 
Herşeyin bir güzelliği var, herkes göremese de...  
  PSİKOLOJİK DANIŞMAN
AHMET VURAL
 
HAFTALIK PROGRAM  
  Hangimiz bir gün yataktan kalkıp da daha akıllı olduğumuzu görmek istemeyiz ki? Bu dilek her ne kadar ütopik olarak görülse de bir bilim adamının yöntemi, 1 hafta gibi kısa bir sürede, zekayı yüzde 40 oranında artırmanın mümkün olduğunu ortaya koydu. Beynin herhangi bir kas gibi olduğunu ve egzersizlerle güçlenebileceğini öne süren İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nin Biyomedikal Bölümü’nden Prof. Mark Lythgoes’in 1 hafta süren programı BBC’de yayınlandı. Programa katılan 100 kişinin IQ’larında, yüzde 40 oranına varan artış görüldü. Bu artış katılımcıların programa katılmadan önce girdikleri testle, programdan sonra uygulanan test sonuçları karşılaştırılarak elde edildi.

İşte bir haftalık program

Cumartesi: Dişinizi her zaman kullandığını elinizle değil, diğeriyle fırçalayın. Ve gözünüzü kaparatak duş alın.

Pazar: Sabah saatlerinde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın.

Pazartesi: Akşam yemeğinde yağlı balık yiyin. İşe ya yürüyerek ya bisikletle ya da daha önce kullanmadığınız bir araçla gidin.

Salı: Sözlükten bilmediğiniz sözcükleri öğrenin. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın.

Çarşamba: Yoga, Pilates ya da meditasyon derslerine katılın. Daha önce tanımadığınız bir insanla konuşun.

Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız bir yoldan gidin. Televizyondaki ciddi bilgi programlarını izleyin.

Cuma: Alkol ve kafein tüketmekten kaçının. Alışverişe çıkarken listeyi ezberlemeye çalışın.
 
Bugün 116 ziyaretçi (142 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol