PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK
PSİKOTERAPİLER  
  ANA SAYFA
  İletişim
  ERİCH FROMM VE HÜMANİSTİK PSİKANALİZ
  DİNAMİK PSİKOTERAPİ
  KAREN HORNEY VE BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
  AKILCI-DUYGUSAL TERAPİ
  ROGERS ve BİREY MERKEZLİ DANIŞMA YAKLAŞIMI
  GERÇEKLİK TERAPİSİ
  GEŞTALT TERAPİ ( F. PERLS )
  Holistik Tedavi
  VAROLUŞÇU PSİKOTERAPİ
  AYNA TERAPİSİ
  BİBLİO TERAPİ
  BİLİŞSEL PSİKOTERAPİ
  BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ
  Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi
  Bütünleyici Bireysel Terapi ( BBT )
  çözüm odaklı kısa süreli yaklaşım
  EMDR TERAPİ
  ERİCKSONİAN PSİKOTERAPİ
  E-TERAPİ
  Feminist terapi
  FOTOTERAPİ (IŞIK TERAPİSİ)
  Hidro Terapi
  HİLL & O'BRİEN TERAPİSİ
  HÜCUM TERAPİSİ
  JUNG TERAPİ
  LOGOTERAPİ
  Müzik Terapi
  Oyun Terapisi
  Pozitif Psikoterapi
  Sine-Terapi
  ŞEMA TERAPİ
  HİPNO-TERAPİ
  AİLE DANIŞMANLIĞI
  CİNSEL TERAPİ
  ERGENLİK PSİKOLOJİSİ
  LİNK
  ANKSİYETE BOZUKLUKLARI
  nevzat tarhan
  Konuşma ve Dil Terapisi
  ÇOCUK RESMİNİN GELİŞİM AŞAMALARI
  PSİKOTERAPİ TÜRLERİ
  HİPPOTERAPİ
  Yiğidi Öldür Terapi Deme!
  Duanın Psikolojik ve Sosyolojik Faydaları
  PSİKOLOJİK DANIŞMA İLKE VE TEKNİKLERİ
  Ön Görüşme Sürecinin Öğeleri
  TERAPÖTİK İTTİFAK VE İLİŞKİ
  DOĞU HİKAYELERİYLE PSİKOTERAPİ
  empati ve empatiyi iletme
  İLK GÖRÜŞME
  Seçmeci (Eclectic) Yaklaşım
  PSİKOLOJİK DANIŞMANIN SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
  Psikolojik Danışma Süreci
  Psikolojik Danışmada Danışmanın Rolü ve İşlevi
  Psikolojik Danışmanın Amaçları
  psikolojik yardım aşamaları
  kendini tanıma rehberi
  KİŞİLİK TESTİ
  DEPRESYON
  Depresyon Testi
  STRESE DAYANIKLILIK ÖLÇEĞİ
  HAFIZANIZI GÜÇLENDİRMEK İÇİN 8 ADIM
  ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI
  NE KADAR PANİKSİNİZ?
  DUYGUSAL ZEKA TESTİ
  Hipnoz ve Depresyon
  Hipnoz ve kötü alışkanlıklar
  Hipnoz, Çözülme ve Travma
  HİPNOZ VE KONVERSİYON BOZUKLUKLARI
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarının Kontrolünde Hipnoz
  ŞİŞMANLIKTA HİPNOTERAPİ
  Yeme Bozuklukları ve hipnoz
  Zeka Geliştirmek İçin 5 Yöntem
  Adleryan Terapi Teknikleri
  KENDİNİZİ DERS ÇALIŞMAYA NASIL KONSANTRE EDEBİLİRSİNİZ?
  BİOENERJİ
  EMPATİ
  Evlilikte Stres Kaynakları
  Stres ve Manevi Yaşam
  Stres ve Sabır
  Stres
  Kendi stresini yönetmede teknikler
  Stres’in Etkileri
  pozitif stres yönetimi
  GRUP PSİKOTERAPİSİNDE DEĞİŞMEYE YOL AÇAN SAĞALTICI FAKTÖRLER
  Grupla Psikolojik Danışma
  ÇOCUKLARDA DÜŞÜNME BECERİLERİ NASIL GELİŞTİRİLİR?
  Zeki çocuklar yetiştirmenin püf noktası
  Bediüzzaman'ın Eğitim Yaklaşımı
  İnsan problemlerine Kur’ân’î çözümler
  Proaktiflik ya da Reaktiflik
  Tûl-i Emel
  Bediüzzaman'a Göre Bilimin Değeri
  Akıl ve Duygular
  Akla Uygunlaştırma
  Aşırı girişkenlik
  Bastırma Mekanizması
  Belirsizlikler İçinde Aranan Güven Duygusu
  Birlik ruhu için şeffafiyet
  Depersonalizasyon
  Duygu Çağı
  En ucuz enerji kaynağı: Tebessüm ve selâm
  Güzelliğin yeniden tanımlanması
  Hayat ve Anlamı
  Hayat yolculuğunda çelişkili duygular
  İç Sesler
  İnancın Sosyolojik Boyutu
  İnsanlık Peygamberlere Muhtaçtır
  Kendini Gözlemleme
  Korkularımız
  Kulluk Psikolojisi
  Mutluluk Öze Dönmekle Olur
  Olayların gerçek boyutu
  Olumlu olmak
  Ölümü Düşünmemek Başını Gaflet Kumuna Sokmaktır
  Savunma Mekanizmaları ve Başaçıkma Şekilleri
  Suçluluk duygusu
  Şefkat
  Varlığın besmelesi olan sevgi
  Varlığın öz enerjisi: Muhabbet
  GESSELL GELİŞİM TESTİ
  Hipnoterapi nasıl uygulanır
  Hipnoz Hastasının Özellikleri
  Hipnotik Seansın Özellikleri
  Hipnoz Nasıl Uygulanır
  Hipnoz Nedir
  Hipnoz Teknikleri
  hipnozda uyulması gereken kurallar
  hipnozun uygulanmaması gereken haller
  Hızlı Hipnoz Tekniği
  Kendi Kendini Hipnoz (Oto-Hipnoz)
  ÖRNEK HİPNOTİK ENDÜKSİYON
  HİPNOZ HAKKINDAKİ MİT (BATIL DÜŞÜNCELER)'LER
  AİLE TERAPİSİ UYGULAMASINDA TEROPÖTİK YAKLAŞIM
  Aile ve Evlilik Terapisinde Amaçlar
  AİLE TERAPİSİ ÖZEL NOTLAR
  aile terapisi uygulama örnekleri
  Aile-Evlilik-İlişki Terapisi Nedir
  Evlilik Problemleri Nasıl Çözülür: 9 Öneri
  PSİKODİNAMİK VE BOWEN AİLE TERAPİLERİ
  YAŞANTISAL AİLE TERAPİSİ
  AİLE İÇİ PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI
  Cinsel Danışma ve Rehberlik - Uygulama
  CİNSEL TERAPİDE EV ÖDEVLERİ
  Cinsel Sorunlarda Hipnoterapi
  Holistik Cinsel Terapi
  CİNSEL PROBLEMLER
  ERGENLERLE İLETİŞİM
  ERGENLİKTE DİN VE AHLAK GELİŞİMİ
  ERGENLİK (PUBERTE) DÖNEMİ FİZYOLOJİK GELİŞİM
  ERGENLİK VE KİMLİK BOCALAMASI
  ERGENLİK DÖNEMİ ARKADAŞ İLİŞKİLERİ
  ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ BİLİŞSEL GELİŞİM
  ERGENLİKTE CİNSEL GELİŞME
  GENÇ KIZ SAĞLIĞI
  ERGENLİKTE DAVRANIM BOZUKLUKLARI
  ERGENLİKTE DUYGUSAL GELİŞİM
  ERGENLİKTE MADDE BAĞIMLILIĞI
  ERGENLİKTE TOPLUMSAL GELİŞİM
  SOSYAL FOBİ
  ÖZGÜL FOBİ-2
  Psikolojik Rapor Yazma
  Gazali'nin Motivasyon Teorisi
  Hz. Muhammedin Evlilik Hayatı Ve Tavsiyeleri
  HİPNOZ
  HİPNOZ TEKNİKLERİ
  BİLİŞSEL-GELİŞİMSEL TERAPİDE HİPNOZUN KULLANIMI
  Hipnoz ve Depresyon-1
  HİPNOZ VE KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR
  HİPNOZ ve Yeme Bozuklukları
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde-üstesinden gelinmesinde –yönetiminde (management) Hipnozun kullanımı
  Hipnoz ve Anıların Çağrımı
  Stres ve Anksiyete Bozukluklarında Hipnoz
  KONVERSİYON BOZUKLUKLARI
  ŞİŞMANLIKTA HİPNOTERAPİ-1
  Hipnoz, Çözülme ve Travma-1
  Kişilik ve Psikotik Bozukluklar
  HİPNOTİK TELKİNLER İÇİN CÜMLELER KURMA
  Affect Bridge (Hipnoanalitik Yöntem)
  STEIN’İN SIKILMIŞ YUMRUK TEKNİĞİ
  KENDİLİK DEĞERİNİ ARTTIRMA ÖNERİLERİ
  BECK UMUTSUZLUK ÖLÇEĞİ
  BEİER CÜMLE TAMAMLAMA TESTİ
  COOPERSMıTH ÖZSAYGI ENVANTERİ
  CORNEL İNDEX TESTİ
  SCL–90-R
  RATHUS ATILGANLIK ENVANTERİ
  PSİKOLOJİK DANIŞMA--Temel Öğeler
  TERAPÖTİK İLETİŞİM
  KISKANÇLIK
  Risale-i Nur'dan Sosyal Problemlere Reçeteler 1
  Risale-i Nur'dan Sosyal Problemlere Reçeteler 2
  OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUĞU
  PANİK BOZUKLUĞU - PANİK ATAK
  TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
  Alzheimer
KISKANÇLIK

KISKANÇLIK



Kıskançlığın yoğun yaşandığı evliliklerde kıskanan da kıskanılan da rahat olamaz. Yersiz kıskanılan kişi, eşinin bu tutumu karşısında nasıl davranacağını bilemez. Her şeyi kafasına takan aşırı kıskanç eş ise zaten en büyük zararı kendisine vermiş olur. Evlilikleri mutluluktan ziyade tartışma ortamında devam eder.


Seven kıskanır” sözünü kendine siper edinerek eşini tehlikelere karşı koruma eğiliminde olanların bu konuda dengeyi yakalaması gerekiyor. Aksi halde evliliğe canlılık verebilen kıskançlık duygusu aşırı hale gelip ilişkiyi derinden sarsabilir. Prof. Dr. Sefa Saygılı “
İdeal evliliklerin temelinde, dozunda kıskançlık ve eşin sadakatine güven duygusu bulunur” sözüyle dengeli kıskançlığı yerinde bulduğunu ifade eder. Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a göre ise az miktarda kıskançlık evlilikte tutkal etkisi yapar, eşler arası bağı güçlendirir, ilişkiyi diri tutar. “Eşim beni ara sıra kıskanmasaydı çok üzülürdüm” diyen hanımların sayısı az değildir. Öte yandan kıskançlık duygusunda aşırıya kaçma tehlikesine karşı uyanık olunmalı. Aksi halde her günü çile içinde geçen çekilmez bir aile yaşantısı ortaya çıkabilir; eşler kıskanarak evliliklerini koruyacaklarını varsaydığı halde tam tersi sonuçlar doğabilir.

Allah Rasulü (s.a.v) “Muhakkak ki yüce Allah bazı kıskançlıkları sever, bazı kıskançlıklara da buğzeder. Sevdiği kıskançlık kocanın bir şüphe neticesinde hanımını kıskanmasıdır. Sevmediği kıskançlık ise ortada herhangi bir şüphe ve leke olmadığı halde kocanın ailesini kıskanmasıdır” sözüyle günümüz tespitlerini asırlar öncesinden duyurmuştur. İslam dini orta yolu tercih eder, insanı aşırılıklardan sakındırır. Kıskançlıkta da aşırılık hoş sonuçlar doğurmaz. Kişi anlamsız karşı çıkışlarla eşini baskı altında tutma eğilimi gösterip sevdiği kişinin etrafına duvar ördüğünde, onun yapması, düşünmesi gereken konular hakkında emirler yağdırdığında kıskanılan eş yakınlaşmaktan ziyade eşinden uzaklaşabilir.

Kıskançlığın yoğun yaşandığı evliliklerde kıskanan da kıskanılan da rahat olamaz. Yersiz kıskanılan kişi, eşinin bu tutumu karşısında nasıl davranacağını bilemez. Her şeyi kafasına takan aşırı kıskanç eş ise zaten en büyük zararı kendisine vermiş olur. Evlilikleri mutluluktan ziyade tartışma ortamında devam eder. Zira kıskanan eş genel olarak suçlama eğilimi gösterirken kıskanılan, kendini savunmak zorunda hissedecektir.

Kıskançlığın altında neler yatar?

Sefa Saygılı’nın patolojik boyuttaki kıskançlık hakkında sözleri şöyle: “Kıskançlık çok aşırıya varmışsa bir paranoya vakası ile karşı karşıyayız demektir. Bu tipler aşırı gururlu, geçimsizdir. Kendisini üstün görür, şüpheci ve evhamlıdır. Her şeyden olmadık anlamlar çıkarırlar. Yolda yürürken bile eşlerini gözaltında tutarlar. Eve gelince perde ile oynanıp oynanmadığını araştırır, pencereden hangi erkeği gözetlediği konusunda hesap sorarlar. Kocası biraz geç gelse, hangi kadınla birlikte olduğu konusunda sorularla onu bunaltırlar.”

Uzman Psikolog Çiğdem Demirsoy’a göre kıskançlık çoğunlukla beraberinde başka duyguları da barındırır. Böyle durumlarda kişi kendisinde mi yoksa evlilik ilişkisinde mi eksiklik algıladığını tespit etmeli. “Neden kıskandım?” sorusunu kendisine sorup kaynağına inebilmeli. Somut bir neden var mı? Nedenini bulup ortadan kaldırmaya uğraşmalı, duygularını kendi içinde aşmalı. Kıskançlığın nedeni kendimizde algıladığımız bir eksiklik duygusuyla bağlantılı ise eksik yanlarımızı düzeltmede daha özenli olmamız gerekir. Örneğin kişi eşini, daha ilgili, insan canlısı kişilerden kıskanıyorsa kendisinde bu konuda eksiklik hissediyor olabilir. Yapması gereken şey kıskançlık hezeyanları içinde eşini ve kendini tedirgin etmek değil, eşine karşı biraz daha candan, içten ve ilgili olma gayretini kazanmaktır. Başka bir durumda, ilişkide eksiklik algılanmış olabilir.

Mesela, eşlerden biri diğerinin başka kişilerle sohbetini koyu buluyorsa fakat evliliklerinde tam tersi bir durağanlık yaşanıyorsa bu durumda ilişkide eksiklik, yolunda gitmeyen bir şeyleri sezinleme duygusu hakimdir. Duygusal yoksunluklar kıskançlığa sebebiyet veren önemli unsurlardandır. Yapılması gereken şey yine kıskançlık kapanına kısılmak değil karşıdakini suçlamadan ilişkilerindeki rahatsız olunan duruma yönelmek ve bunu halletmektir. Eşiyle sıkıntıyı paylaşırken biraz daha genelleyerek “Birlikte daha fazla vakit geçirdiğimizde, güzel sohbetler yaptığımızda çok mutlu oluyorum. Zaman zaman senden güzel sözler duymak hoşuma gidiyor. Aksi takdirde gereksiz kıskançlıklara kapılabiliyorum” şeklinde suçlayıcı olmaktan çok, tanımlayıcı bir üslup kullanmak gerekiyor. Zamanlamayı da unutmamalı ve karşımızdakinin dinlemeye hazır, olumlu ruh hali içindeki zaman dilimlerini tercih etmeli.

Demirsoy’un vurguladığı önemli bir nokta ise şöyle: “Duyguların sorumlusu karşıdaki değil kişinin kendisidir; dolayısıyla bu olumsuzluğu ortadan kaldırma eyleminin ilk muhatabı da biziz. Kıskanma duygu hali de bize ait bir hissiyattır. Aşırıya kaçtığında bu durumu ilişkiye olumsuz yansıtmadan halletmenin yollarını bulmak öncelikle kişinin kendisine aittir. Gerektiğinde uzman desteği, eş desteği alınabilir. Unutmamalıdır ki baskıyla bağlılık gerçekleşmez. Bağlılığı geliştirmenin yolu sevgiyi artırmaktır. Cinsel yaşamda sıkıntılar varsa halledilmeli, sevgiyi artırma adına elden gelen gayret gösterilmelidir. ”

Aşkta kıskançlık var mıdır?

Kıskançlık, yapılan somut bir yanlışa dayanmadığı sürece ve duyguları zedelemediği müddetçe ilişkiyi besleyici ve zenginleştirici bir rol oynar. Evlilikte kıskançlığın normal seviyede var olması değil, yokluğu kötüye işarettir. Böyle bir ortamda özellikle de hanımlar sevilmediklerini düşünebilir. Uzman Psikolog Çiğdem Demirsoy’a göre sevdiğini kaybetme veya başkalarıyla paylaşma kaygısı, evliliğe daha fazla önem vermeye ve eşle iletişimde daha özenli olmaya sevk eder. Eşler arası sevgi paylaşımını canlı tutar. Hiç kıskanmamak da olumlu bir durum değildir. Bu yaklaşım ya kıskançlığa karşı öğrenilmiş bir reddetmedir ya da eşlerin birbirlerine ilgileri sorgulanmalıdır.

S. Muhammed Saki Erol’un kaleme aldığı Aile Saadeti adlı eserin “Aşkta Kıskançlık Vardır” başlıklı yazısında eşlerin birbirlerini gereksiz, boş vesveselere dayanmadıkça kıskanmasının harama giden yolu kapatacağı ifade edilmiştir. Hatta hanımını yabancı erkeklere karşı kıskanmayan erkeğe dinimizce hoş bakılmadığı bildirilir. “Yerinde Kıskançlık” başlıklı kısımda ise Allah Teala’nın razı olduğu ve olmadığı kıskançlıklara yer veriliyor. Burada ise ölçü, kıskanmaya sebebiyet verecek şüpheli bir durumun bulunmasıdır.

Kırılan Tabak

Bir gün Safiye (r.anha) validemiz Peygamber Efendimiz’e (s.a.v), Hz. Aişe (r.anha) annemizin evinde iken bir tabak yemek gönderdi. Güzel yemek yapmasıyla bilinen Safiye annemizi Aişe annemiz kıskandı ve bu duygunun tesiriyle hizmetçinin eline vurarak yemeği yere döktü. Tabak parça parça oldu. Aişe annemiz Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) ay yüzünde öfke bulutlarının kabarmakta olduğunu, görünce yaptığına çok pişman oldu, utandı. Heyecanlı bir sesle: “Bugün bana fena bir söz söylemesinden Allah’
ın Rasülü’ne sığınırım” diyerek Efendimiz’den özür beyan etti. Kainatın Efendisi hiçbir şey söylemeden yerinden kalktı. Tabağın kırıklarını ve yere dökülen yemekleri toplamaya başladı. Hz. Aişe tekrar boyun büktü. Yaptığı hatayı nasıl bağışlatabileceğini sordu. Efendimiz hizmetçiye kırdığı tabağın aynını vererek göndermesini söyledi.

Burada kıskançlıkla ilgili eşler arası iletişime dair önemli ipuçları yer alıyor. Efendimiz böylesine bir olay karşısında dahi zarif ve nazik şekilde, sadece davranışın yanlışlığını belirtir bir yüz ifadesiyle yanıt veriyor. Eşine kaba ve suçlayan sözlerle hesap sormuyor. Kırılan tabak parçalarını toplamak suretiyle belki de kıskanç davranışı sessizce protesto ediyor.

Öte yandan annemiz kendindeki kıskançlığı ve ani tepkiyi fark edip çabuk toparlanıyor. Eşiyle arasındaki saygı bağının çözülmesini istemediğinden, o daha bir söz söylemeden, kırıcı bir cümle kullanabilir korkusuyla özür beyan ediyor. Aişe (r.anha) annemizin Hz. Hatice (r.anha) validemizi kıskanmasına dair de çeşitli rivayetler vardır. Efendimiz’in bu davranışlar karşısında kıskançlığı onaylamayan, ancak kadın fıtratını bilen olgunlukla verdiği tepkiler hepimiz için birer örnek teşkil eder. Hz. Aişe validemize atılan iftira hadisesinde ise (İfk Hadisesi) Efendimiz (s.a.v), kıskançlık duygularına kapılmayıp Allah Teala’dan açık bir ayet gelinceye kadar hanımının durumuna sabretmiştir.

Kıskançlık duygusunu kontrol etmek için

Prof Dr. Nevzat Tarhan'a göre ise kıskanan kişi şunları yapmalı:

• Bazı kıskanç eşler, hayat arkadaşını eve bağlı tutmak için tehdit yolunu kullanır. Halbuki sadakat, tehditle değil ancak sevgiyle sağlanır. Eşini baskı altında tutmaya çalışmak, her hareketini takip etmek, aşırı şüpheci davranmak, kıskançlığı öfke biçiminde yansıtmak karşı tarafı daha çok uzaklaştırır.

• Olumsuz duygularla baş etmenin yolu, onların yerini olumlu duygularla doldurmaktır. Kişi sevdiği insana sevgiyle yaklaştıkça karşısındaki de ona aynı şekilde yaklaşacak ve belki de kıskançlığı doğuran nedenler ortadan kalkacaktır.

• Güven duygusunu zayıflatan en önemli etken açık iletişimin olmamasıdır. Birbirlerine dolaylı, imalı mesajlar veren, kinayeli konuşan insanlar farkında olmadan düzeltmek istedikleri yanlışı daha da arttırırlar. Sorunların büyümemesi için kesinlikle açık iletişim şarttır.

• Kıskandığınız insanın sizi sevdiğini ve sevilecek kadar olumlu bir insan olduğunuzu unutmayın.

Yoksa kıskandın mı?

Hz. Aişe (r.anha) validemiz bir gece Efendimiz’in (s.a.v) sessizce yanından ayrıldığını fark eder. Onun başka bir hanımının yanına gittiği zannıyla kıskançlık duygusuna kapılır. Efendimiz (s.a.v) döndüğünde ondaki sıkıntıyı ve heyecanı fark edip sorar: “Neyin var ya Aişe, yoksa kıskandın mı?” Annemiz kendine duyduğu özgüveni de yansıtan zekice bir cevapla “Benim gibi güzel bir kadın senin gibi birini tabi ki kıskanır!” yanıtını verir. Efendimiz (s.a.v) zanna dayanan bu kıskançlık karşısında kızıp tepki vermese de “Anlaşılan sana şeytanın gelmiş” diyerek hanımını uyarmış olur.

 

Herşeyin bir güzelliği var, herkes göremese de...  
  PSİKOLOJİK DANIŞMAN
AHMET VURAL
 
HAFTALIK PROGRAM  
  Hangimiz bir gün yataktan kalkıp da daha akıllı olduğumuzu görmek istemeyiz ki? Bu dilek her ne kadar ütopik olarak görülse de bir bilim adamının yöntemi, 1 hafta gibi kısa bir sürede, zekayı yüzde 40 oranında artırmanın mümkün olduğunu ortaya koydu. Beynin herhangi bir kas gibi olduğunu ve egzersizlerle güçlenebileceğini öne süren İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nin Biyomedikal Bölümü’nden Prof. Mark Lythgoes’in 1 hafta süren programı BBC’de yayınlandı. Programa katılan 100 kişinin IQ’larında, yüzde 40 oranına varan artış görüldü. Bu artış katılımcıların programa katılmadan önce girdikleri testle, programdan sonra uygulanan test sonuçları karşılaştırılarak elde edildi.

İşte bir haftalık program

Cumartesi: Dişinizi her zaman kullandığını elinizle değil, diğeriyle fırçalayın. Ve gözünüzü kaparatak duş alın.

Pazar: Sabah saatlerinde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın.

Pazartesi: Akşam yemeğinde yağlı balık yiyin. İşe ya yürüyerek ya bisikletle ya da daha önce kullanmadığınız bir araçla gidin.

Salı: Sözlükten bilmediğiniz sözcükleri öğrenin. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın.

Çarşamba: Yoga, Pilates ya da meditasyon derslerine katılın. Daha önce tanımadığınız bir insanla konuşun.

Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız bir yoldan gidin. Televizyondaki ciddi bilgi programlarını izleyin.

Cuma: Alkol ve kafein tüketmekten kaçının. Alışverişe çıkarken listeyi ezberlemeye çalışın.
 
Bugün 85 ziyaretçi (102 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol