ERGENLİKTE TOPLUMSAL GELİŞİM
Sosyal gelişme, kişinin içinde yaşadığı toplum tarafından kabul edilebilir biçimde davranmayı öğrenme sürecidir. Çocuğun diğer insanlarla olan sosyal ilişkilerinin nasıl olacağı hayatın ilk yıllarındaki öğrenmelerine bağlıdır. İnsanlarla sıcak ilişkiler kurmaktan hoşlanan çocuklar bu davranışı öğrenme ile kazanırlar. Bu bakımdan anne ve baba ve diğer yetişkinlerin sosyal davranışları çok önemlidir.
Ergenliğin yaklaşmasıyla kız veya erkek çocuk sosyal baskı münasebetlerin adam akıllı farkına varırlar. Ergeni bu devrin karakteristiği sayılan gruba uymaya götüren işte bu duygululuktur. Gerek giyinişinde, gerek gidişinde grubun modasından ayrılmak onun için üzücü olur. Kız veya erkek arkadaşlar aynı çeşit giyinmeyi aynı dili konuşmayı, aynı şekilde konuşmayı, aynı şeyleri aynı yolda yapmayı okulda aynı dersleri almayı ister ve aynı eğlencelerden hoşlanırlar. Büyüdükçe bazı durumlara karşı tepkide bulunmayı, bazılarına karşı bulunmamayı öğrenir, kendine güveni daha da artar ve arkadaşlarına bağlı olma ihtiyacını daha az duymaya başlar.
Çocuğun sosyal gelişiminde düzenli bir süreç gözlenmeyebilir. Hızlı bir gelişmenin ardından sosyal bakımdan bir duraklama görülebilir. Bunun anne baba ve öğretmen tarafından bilinmesi ve cesaret kırıcı olarak algılanmaması gerekir.
Çocuğun tek çocuk, ortanca veya büyük çocuk olup olmadığı, kardeş sayısı, cinsiyeti ailenin büyüklüğü, ailenin katıldığı sosyal deneyimlerin kalitesi, eve misafir gelişi, misafir ağırlama biçimi, ebeveynin evdeki çocuklardan evdeki misafirlere takınması gereken tavır, ailenin sosyal, ekonomik ve kültürel seviyesi hep topluma uymasını, sosyalleşmesini etkileyen beli başlı faktörlerdir. Aralarında çok yaş farkı olan kardeşi olma, sosyalleşmeyi güçleştirebilir. Kardeşlerin ve ev halkının hep aynı cinsiyetten olması karşı cinsle ilişki kurmayı güç hale getirebilir.
Toplumsal Uyum
Holingishead ergenliği: ”bireyin içinde bulunduğu toplumun onu artık bir çocuk gibi görmeyi bıraktığı, fakat ona henüz yetişkin statüsünü, rolünü ve işlevini tümüyle vermediği yaşam dönemi” olarak tanımlar.
Ergen, toplumda saygınlık kazanmaya ve statü sahibi olmaya gereksinme duyar. Toplumsal uyum geniş ölçüde bu gereksinmenin karşılanmasına bağlıdır. Ergenlik yılları bir anlamda, toplumsal gelişim ve uyum yılları olarak da nitelenebilir. Toplumsal uyum zamanla kazanılmaktadır. Bu uyum ergenlik döneminde bazı deneyimlerle gelişir. Bu evrede birey kendi cinsinden oluşturduğu grup içinde faaliyetlerini düzenlemeye çalışır.
Çocukla erişkinlik arasındaki geçiş döneminde, bireyin çocukça alışkanlık ve davranışları, yerlerini olgun tutum ve davranışlara bırakır. Bu evrede artık birey, öğretmen, Anne ve Babasının yardımı olmaksızın çevresine tek başına bakmayı öğrenmektedir. Bu geçiş döneminin başarılı olması, ergen adayının bu döneme iyi hazırlanmış bulunmasına bağlıdır. Bu hazırlık döneminde de aile bireylerinin etkisi kuşkusuz büyüktür.
İlk sosyal uyumlarını gerçekleştirirken kendilerine deneyim fırsatı tanınan, özgür bir aile ortamında, yeterince sevgi ve güven içinde büyüyen çocukların ergenlik döneminde başarılı olmaları için gerekli ortam hazırlanmış demektir. Bu nedenle anne ve babaların önce çocuklarını tanımaları, onların ilgi ve yeteneklerini bilmeleri, Onları özerk(otonom) kılmak üzere fırsat hazırlamaları, nihayet onları sorunlarına arkadaşça kuracakları diyalog yardımıyla eğilmeleri ergenlik döneminin kolayca aşılmasında yardımcı olacak etkenlerdir.
Unutulmamalıdır ki, ergenin davranışlarında görülen dengesizlik ve kararsızlıkta çevresinde çatışan değerlerin olduğu kadar, kendisine yöneltilen farklı tutumların da etkisi büyüktür.
Özdeşleşme
Ergenlik çağında gelişmekte olan bireyin kendi benliğini bulması ve tanımlaması, başka bir değişle özdeşleşmesi en önemli basamağı oluşturur.Özdeşleşmenin oluştuğu ortamın toplumsal, ekonomik, kültürel özellikleri, bir yandan kişiliği oluştururken, öte yandan kişilikle ve toplum arasındaki tüm ilişkilerin temeli olan özerklik ve sorumluluk kavramlarını biçimlendirir.
Çevresinde daima “onun gibi olmak” istediği kişileri arar. Böylece özdeşleşme yaparak kişiliğine biçim verirken etkisi altında, sorumluluk ve özerklik arasında denge kurmak ister.Zamanla karşı cinse olan düşmanca duyguların yerini ilgi alır. Bu ilgi, erkeklerde genel olarak 16 yaşından sonra gelişir. Ergenlik dönemi sonunda toplumsal davranışlarda olgunlaşma ve grupta genişleme görülür. Bu dönemde birey ait olduğu gruba fazla önem verir, grup normlarına uymak için büyük bir çaba harcar. Bu uyum yalnızca dış görünüş ve davranışları değil, aynı zamanda fikirleri de kapsar. Birey genel olarak grubun benimsemediğini beğenmez, yapmadığını yapmaz. Grup normlarından ayrılmaktan çekinir; gereksinme ve isteklerine grup standartları doğrultusunda doyum sağlamak amacıyla sürekli girişimlerde bulunur.