Danışmanın etkili sürmesi danışmanın yeterliliğine ve kullandığı tekniklere bağlıdır. Ancak nerede hangi teknik kullanılacağı ya da tekniklerin kullanılması gerektiği iyi bilinmelidir.
Çağdaş danışmanların çoğu kendi yaklaşımlarını bütünleştirici ve eklektik olarak yorumlarlar. Bu yaklaşımlar danışanların bireysel ihtiyaçlarından hareketle mantıklı akılcı ve sezgiseldir.
İlişki Kurma:
Danışmada ilk önce ilişki kurulmalıdır. İlişki kurmak danışanla birlikte olmak ona dokunmak iletişim kurmak anlamına gelir. İlk oturumlarda danışanımızla ilişki kurmalıyız. Eğer sohbet etmek isterse bir dakika sohbet edip yine terapiye dönmeliyiz.
Terapötik Çalışma Uyumu Geliştirme:
Psikolojik danışmanın görevi danışanın psikolojik danışmana getirdiği sorunları çözmek için danışanla birlikte çalışmalarına olanak sağlayacak bir ilişki kurmaktır. Terapötik çalışma uyumu örneğin psikolojik danışmanın danışanı değişime zorlamaya çalıştığı veya danışanın güdülenmemiş olduğu durumlarda gerçekleşmez. Danışmanlar olarak biz danışanları olduğu gibi kabul etmeliyiz.
Psikoloik Danışma Süreci Hakkında Danışanı Bilgilendirme:
Danışanlar genellikle psikolojik danışma sürecine ilişkin yanlış inançlara sahiptirler. Uygun olmayan beklentiler görmezden gelinmeli danışanlar danışmayı bırakmakta veya ilerleme kaydedememektedirler. Deneyimsiz danışmanlar kendilerini rahat ve bu işi yapabilecek düzeyde bilgi sahibi olduklarını hissedene kadar açıklama yapmaktan kaçınmalıdır. Danışanlar şunları bilmesi yararlıdır a) danışanlar daha çok konuşacaklardır b) kendilerini daha iyi hissetmeye başlamadan önce acı verici duygular yaşayabilirler c) psikolojik danışmada gizlilik ilkesi vardır. d) psikolojik danışma yardımı alan kişiler doğuştan güçsüz değildir. e) psikolojik danışma yardımı alan insanların büyük kısmı sağlıklıdır.
Danışanın İlerleme Hızını Ayarlama ve Danışanı Yönlendirme:
Danışman danışanın ilerleme hızını danışanın ifade etmiş olduğu içerik ve duygularını izleyerek ayarlar. İlerleme hızını ayarlama danışmanın danışanı dinlediğini ve anladığını bilmesine fırsat verir. Duygu yansıtma ve içerik yansıtma danışanın ilerleme hızını ayarlamanın iki etkili yoludur.
Az Konuşma:
Danışmanlar danışanlardan daha az konuşmalıdır. Özetleme dışında bir iki cümle kurmak uygun olacaktır. Asgari düzeyde teşvik danışmanların danışanlarını dinlediklerini ve aynı zamanda danışana engel olmadıklarını göstermek için uyguladıkları bir tekniktir.
Ne Söyleyeceğimizi Bilmediğimiz Zaman Hiçbir Şey Söylemeyin:
Danışmada sukut altındır. İlk görüşmenin haricinde konuşmak danışmanın değil danışanın görevidir. En iyi terapist spor karşılaşmalarındaki iyi hakemler gibi arka planda kalarak görev yapar. Dinlemek de bir yardımdır.
Desteklediğiniz Kadar Yüzleştirebilirsiniz:
Danışmada yüzleştirme veya meydan okumak danışanın karşısında olmak anlamına gelmez. Danışanların amaçları ve eylemleri arasındaki çelişkileri dikkat çeker. Psikolojik danışma sürecini ilk aşamalarında yüzleştirme yapmak doğru değildir. Ancak bir bağ kurulması önemlidir.
Bir Şeyi Değiştirmek İstiyorsanız Sürece Yoğunlaşın:
Sürece yoğunlaşmak danışman ve danışanın bir olay ve danışma ilişkisinin bir boyutu hakkında duygularını tartışmaları anlamına gelir.
Kendi Psikolojik Danışmanlık Tarzınızı Geliştirin:
Danışanların kafasını karıştıracak teknik bir dil kullanılmamalıdır. Bir tarz kullanılırken sürece uygunluğu gözden geçirilmelidir.
Direnci Fark edin:
Direnç danışanlar tarafından sergilenen danışma sürecini etkileyen bir engeldir. Direnç danışanın danışmaya ne kadar hazır olduğunu gösterir veya güven konusunun gelişmediğini anlatır.
Emin Olmadığınız Zaman Duygulara Odaklanın:
Danışmanlar danışanların belirli konulardaki göstergeleri olarak beden dili ve duygulara güvenmelidirler. Duyguları bütünüyle yaşamak hem içgörü hem rahatlama sağlar.
Sonlandırma planını Psikolojik Danışma Sürecinin En Başında Yapın:
Danışma sürecinin en başında danışan ve psikolojik danışman psikolojik danışma’nın ne zaman ve nasıl biteceği ile ilgili kesinleşmemiş de olsa uzlaşmaya varmalıdır. Sonlandırma yapılanmalı ani olmamalıdır. İşbirliği içinde yapılama seansı yapılmalıdır.
Fiziksel Ortamı Uygun Bir Şekilde Düzenleyin:
Uygun giyinin, fiziksel uzaklığa dikkat edin, ortamın sessiz ve düzenli olmasına dikkat edin, dikkat dağıtıcı şeylerden uzak durun, zamanında gelin, bir kutu kağıt mendil bulundurun, gizlilik ilkesini hatırlayın.
Öğüt vermek danışmanın kaçınması gereken davranışlardan biridir. Öğüt vermek danışanın kendini terapide hissetmesini engeller ve kendini açmada zorluk yaşatır.
Sorunu Erken Çözmekten Kaçının:
Sorunu erken çözmek çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanır. Değişime ilişkin en büyük sorumluluk danışana aittir.
Sorulara Bel Bağlamaktan Kaçının:
Soru sormak için soru sormayın. Yeri ve zamanında sorulan sorular terapi seansını daha kaliteli hale getirir. İnceden inceye danışanı sorgulamak danışanın kendini açmasını ve bize olan güvenini kaybetmesine sebep olur.
Danışanların Söylediklerini Dikkatle Dinleyin:
Dinlemek hem insan olarak hem de bir danışman olarak karşıdaki kişiye saygı göstergesidir. Ve danışanın en çok istediği şeylerden biridir.
Sözel Olmayan Davranışlara dikkat Edin:
Danışmada beden dili ve mimiklerimize dikkat etmeliyiz. Rahatsız edici bakışlar fazla beden dilini kullanmak danışanın dikkatini dağıtır ve terapiyi zora sokar.
Danışana Odaklanın:
Danışanlar genellikle başka insanlar hakkında konuşurlar. Başkaları kişinin sorunlarının kaynağı veya davranışlarının belirleyicileri olarak görülebilir. Danışmada değişimin nesnesi danışandır diğer insanlar değil.
Somut Olun:
Danışmada duygu ve düşünceler çok soyut şeyler ifade eder ve bizi çıkmaza sürükleyebilir. Danışanın bunları bir olayla veya bir durumla somutlaştırması iki tarafın da yararınadır.
Metaforlar Kullanın:
Metafor bir konuyla ilgili benzerliği başka bir olay döngüsünde göstermektir bu şekilde somutlaştırılmış olur.
Özetleyin:
Özetleme danışmadaki temel sorunların kısaca göden geçirilmesi anlamına gelmektedir. Burada terapi seansının farkındalığı artar ve daha somut şekilde bakmamıza yardımcı olur.
BAZI YANLIŞ SAYILTILAR
Aynı Fikirde Olmak Empatiye Eşdeğer Değildir:
Empatide danışanın duygularını anlamak ve ona aktarmak önemlidir. Aynı fikirde olmak sempatidir. Ve danışma seansının tarafsız olmasını engeller.
Değişmenin Kolay Olduğunu Sanmayın:
terapi seansı bir süreçtir. Bir danışanın sorununun çözümü bazen çok kısa bazen çok uzun sürebilir. Değişmek için danışanın istekli olması gerekmektedir.
Krize Müdahale Becerileri Geliştirin:
psikolojik danışma ile ilişkilendirilen “sadece hasta insanlar psikolojik danışmanlara gider” yanlış kanısı nedeniyle insanlar ancak bir kriz durumunda terapi almaya güdülenirler. Krizler, bireyler basa çıkamayacaklarını hissettikleri bunaltıcı sorunlarla karşılaştıklarında ortaya çıkar
Grup ve Aile Yaklaşımlarına Açık Olun:
Danışmada bireyin sorununun grupla mı yoksa aile yaklaşımıyla mı daha iyi çözüleceği belirlenip ona göre hareket edilmelidir.
Dikkatli Bir Şekilde Sevk Edin:
Her danışana yardım etmemiz mümkün olmayabilir. Belirttiği soruna göre veya farklı nedenlerden dolayı danışanımızı sağlıklı bir şekilde farklı bir yere yönlendirmek gerekir.
Danışanlardaki Kötü Gidişi İzleyin:
Danışanlardaki kötü gidiş çözüm noktasında bize bir fırsat sağlayabilir. Burada danışanın çözüm için istekli olması ve danışanın direktiflerine uyması gerekmektedir.
Çalışmalarınızı Belgeleyin:
Her danışma seansı sonunda notlar tutulmalı ve bunlar belgelenmelidir. Bu bize yürüyeceğimiz yolda bir ışık olacaktır. Bu hem izleyeceğimiz strateji ve metotları belirler hem danışana farkındalık kazandırmamızı sağlar.
PSİKOLOJİK DANIŞMANIN KENDİNİ TANIMASI
Kişisel Sorunların Farkında Olma ve İfade Etme:
Her psikolojik danışman sorunlarını eninde sonunda yanıtlaması gerekmektedir. Öncelikle danışman olabilmek için yeterli kapasite ve yeteneğe sahip olmak gerekir.
Süpervizyona Açık olun:
Danışma teknik ve kuramları bilmek değildir bazen. Kendini tanımayı da içerir. Bu noktada bir supervizör son derece önemli olabilir. Süpervizyon yardım alanın kişisel sorunlarını keşfetmeyi içerdiği zaman psikolojik danışma sürecine benzer.
Test Uygulamanın Arkasına Gizlenmeyin:
Test tekniği bizi sonuca götürmede kullanılan yollardan biridir. Danışma sırasında sadece teste bağlı kalarak yorum yapmak strateji geliştirmek uygun olmayabilir.
Birey merkezli yaklaşımda danışmanlar danışanları olumlu görme eğilimindedir ve her insanın kendini gerçekleştirme çabası içinde olduğu düşünülerek karşı tarafa sıcak destekleyici saygılı içten ve empatik yaklaşılır.
Gestalt Psikolojik Danışma Yaklaşımı:
Gestalt yaklaşımı yönelimi danışmanlar aynı zamanda duyguları yaşamanın ve psikolojik gelişimin bir yolu olarak beden hareketlerinin önemini vurgularlar. Danışanın duygularını anlamaya şimdi ve burada olmaya özen gösterirler.
Psikanalitik ve psikodinamik Psikolojik Danışma Yaklaşımı:
psikanalitik danışmada insanın bilinçdışındakinin büyük kısmını bilinç düzeyine çıkararak sorunun çözümüne yardımcı olması beklenir.
Varoluşçu Psikolojik Danışma Yaklaşımı:
Bu danışmanlar çoğu kişi tarafından soyut olarak nitelendirilen durumları bireylerin psikolojik yaşamlarındaki felsefi konuların rolünü incelerler. Kişisel seçim ve iradeyi insanın varoluşunun temel olguları olarak görürler.
Grupla psikolojik Danışma:
herhangi bir sorunun birden fazla kişiyle birlikte çözülmesi anlayışına dayanır. Sorunun niteliği grupla danışmada önemlidir. Burada kişi rahatlama içerisine girer ve sosyal bir ilişki içine sokulur.
Aile/Sistem Yaklaşımı:
Danışma alanında yeni yaklaşımdır. Aile ve sistem yönelimli danışmanlar sosyal sistemlerin insanlar üzerindeki etkisini inceler.
Kültüre Duyarlı psikolojik Danışma:
Kültür insanı oluşturan yapı taşlarından biridir. Ve bireyin anlaşılması için kültürel çevresinin ve ırksal özelliklerinin bilinmesi faydalıdır.
Feminist Terapi:
Bu yaklaşımda kişisel değerlerin danışma sürecini nasıl etkilediğini sorgularlar. Ve Çoğu danışanda açık bir feminist yönelimler olduğu vurgulanır.
Psikolojik Danışma ve Psikoterapi Araştırmaları:
Psikolojik danışma araştırmaları süreç ve sonuç sorularına odaklanır. Temel sonuç sorusu şudur: Psikolojik danışma etkili midir? Önceki araştırmalara dayanarak literatürü inceleyenlerin çoğu bu soruya evet yanıtını vereceklerdir. Ama belki de son 50 yılda yapılan tüm araştırmaların en iyi sonucu sürekli daha iyi sorular soruyor olmamız ve bu soruların yanıtlarını bulmak için kullandığımız araştırma yöntemlerini geliştirmemizdir. Ne yazık ki bazıları sadece araştırmaların niteliğini artmış olmasını son yıllarda psikolojik danışma araştırtmalarının gözle görülen en önemli sonucu olarak görülebilir.
hazırlayan
psikolojik danışman
AHMET VURAL
Herşeyin bir güzelliği var, herkes göremese de...
PSİKOLOJİK DANIŞMAN
AHMET VURAL
HAFTALIK PROGRAM
Hangimiz bir gün yataktan kalkıp da daha akıllı olduğumuzu görmek istemeyiz ki? Bu dilek her ne kadar ütopik olarak görülse de bir bilim adamının yöntemi, 1 hafta gibi kısa bir sürede, zekayı yüzde 40 oranında artırmanın mümkün olduğunu ortaya koydu. Beynin herhangi bir kas gibi olduğunu ve egzersizlerle güçlenebileceğini öne süren İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nin Biyomedikal Bölümü’nden Prof. Mark Lythgoes’in 1 hafta süren programı BBC’de yayınlandı. Programa katılan 100 kişinin IQ’larında, yüzde 40 oranına varan artış görüldü. Bu artış katılımcıların programa katılmadan önce girdikleri testle, programdan sonra uygulanan test sonuçları karşılaştırılarak elde edildi.
İşte bir haftalık program
Cumartesi: Dişinizi her zaman kullandığını elinizle değil, diğeriyle fırçalayın. Ve gözünüzü kaparatak duş alın.
Pazar: Sabah saatlerinde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın.
Pazartesi: Akşam yemeğinde yağlı balık yiyin. İşe ya yürüyerek ya bisikletle ya da daha önce kullanmadığınız bir araçla gidin.
Salı: Sözlükten bilmediğiniz sözcükleri öğrenin. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın.
Çarşamba: Yoga, Pilates ya da meditasyon derslerine katılın. Daha önce tanımadığınız bir insanla konuşun.
Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız bir yoldan gidin. Televizyondaki ciddi bilgi programlarını izleyin.